reklam
31 Mayıs 2013 Cuma
HAZİRAN'DA 7 YENİ FİLM VİZYONDA
DEVİR
"Tabutta Rövaşata", "Filler ve Çimen", "Cenneti Beklerken" ve "Nokta" filmlerinin yönetmeni başarı kazanan yönetmen Derviş Zaim'in kamerasını Burdur'un Hasanpaşa köyüne çevirdiği "Devir", vizyonda.
Çekimlerine 2011 yılının ağustos ayında başlanan filmde, Zaim, önceki filmlerinden farklı olarak profesyonel oyuncu kadrosuyla çalışmamayı tercih etti. Filmin öyküsü şöyle:
"Burdur'a bağlı Hasanpaşa köyünde, her yıl bir çoban yarışması düzenleme geleneği vardır. Bu geleneğe göre, çobanlar sürüleriyle teker teker küçük bir su birikintisine girmekte ve suyu peşlerindeki koyunlarıyla birlikte kesintisiz ve hızlı şekilde geçmektedir. Çobanlar yarışmada koyunların postunu boyamak için kırmızı renkli bir kayadan aldıkları parçaları elemekte, toz boya elde etmektedir. Ancak gelecek yıllarda kırmızı renkli kayalardan bulmak zorlaşacağa benzemektedir. Çünkü büyük bir maden şirketi, köy etrafındaki kırmızı kayaların olduğu yerde dev bir mermer ocağı açmıştır. Ali adlı genç çoban, şehirdeki bir nalburdan kırmızı toz boya alır. Köylü o yılki yarışmada koyunlarını Ali'nin şehirden getirdiği hazır boya ile boyar. Ancak Ali yarışta yine dereceye girememiştir. Çobanlıktan bezen Ali, yakınlardaki mermer ocağında şoför olarak iş bulur..."
HANGOVER 3
Bu hafta komediseverleri, "Felekten Bir Gece" ya da orijinal adıyla "The Hangover" serisinin son filmi bekliyor.
Todd Phillips’in yönettiği ABD yapımı serinin üçüncü filminde, Bradley Cooper, Ed Helms, Zach Galifianakis ile Justin Bartha rol alıyor.
Bu kez düğün, bekarlığa veda partisi yok. Ters ya da düz gidebilecek ne olabilir ki Ancak 'Kurt Sürüsü' yollara düştüğünde tüm bahisler kapanır" denilerek, komediseverler filme davet ediliyor.
ERKEK AKLI
Roman Coppola’nın senaryosunu yazdığı, yönettiği ve prodüktörlüğünü üstlendiği, Charlie Sheen, Jason Schwartzman, Bill Murray ile Patricia Arquette’nin oynadığı ABD yapımı "Erkek Aklı", haftanın diğer komedi filmi.
Şöhret, para ve karizma Charles’a görünürde mükemmel bir hayat sunmuştur. Ne var ki aşkı onu aniden terk edince hayatı darmadağın olur. Sadık dostlarının yardımıyla zor da olsa kendisiyle yüzleşmeye çalışır. Film izleyicilere şu soruyu yöneltiyor: İnsan birini aynı anda hem sevip hem de ondan nefret edebilir mi?
SİHİRBAZLAR ÇETESİ
Sihirbazlık şovları yapan bir grubun banka soygununu anlatan orijinal adı "Now You See Me" olan "Sihirbazlar Çetesi", vizyonda.
Louis Leterrier’in yönettiği, Michael Caine, Morgan Freeman, Jesse Eisenberg ile Mark Ruffalo’nun oynadığı ABD yapımı filmin öyküsü şöyle:
"Dört Atlı Grubu sihirbazlık şovları yapmaktadır. Las Vegas’tayken Paris’teki bir bankaya uzaktan soygun yapıp karışık oyunlarıyla belli otoriteleri şaşırtırlar. FBI ajanı Dylan Hobbs, sihirbazlara suçlarının cezasını ödetmek ve onları daha da gözüpek soygunlar gerçekleştirmeden önce durdurmak konusunda kararlıdır."
KARANLIKTAN GELEN
Bu hafta vizyona giren "Karanlıktan Gelen" (Dark Skies), gerilimseverleri sinema salonlarına bekliyor.
Scott Stewart’ın yönettiği, Keri Russell, Josh Hamilton, Dakota Goyo ile Kadan Rockett’in oynadığı filmin konusu şöyle:
"Şehrin küçük mahallesinde yaşayan genç bir aile, Daniel ve Lacey Barett çifti huzurlu ve güvenli yaşamlarını bir anda tehdit eden bir dizi rahatsız edici olaylara tanık olmaya başlar. Tahmin edilemez derecede korkunç bir kuvvet tarafından tehdit edildiklerini anladıklarında Barret ailesi, durumu kendi yolları ile çözmeye çalışarak bu ölümcül gizemin peşine düşerler."
DOĞAL KAHRAMANLAR 3D
Chris Wedge'nin yönettiği filmde, Türkçe seslendirmeleri, Emre Törün, Kutay Kırşehirlioğlu, Seda Özelsoy ile Aydoğan Temel yaptı.
Filmde, doğayı ayakta tutma çabası içindeki iyilerle, dünyayı yok etmeye çalışan kötüler arasında geçen savaş anlatılıyor.
Genç bir kız bir anda kendisini iyi ve kötü güçlerin kıyasıya savaştığı bir ormana sürüklenmiş olarak bulur. Bir grup ayak takımı ile iş birliği yapan Mary, hem onların dünyasını hem de bizimkini kurtarmaya çalışacaktır.
ATEŞTEKİ KAĞITLAR
Avni Kütükoğlu’nun yönettiği, Yunus Günce, Abdullah Şahin, Suavi Eren ile Meral Kaplan’ın oynadığı "Ateşteki Kağıtlar".
"Fantastik, masalsı ve sıra dışı" bir film vaadiyle sinemaseverleri salonlara çağıran filmin senaryosunu Esef Özfırıncı yazdı, müziklerini Can Bener ile Kayhan Yakarlar yaptı.
Filmde, askerde teröristlerle girdikleri çatışmada tek arkadaşı şehit olan kendisi de yaralanan Gazi'nin, şehit arkadaşı Hasan'ın ölmeden önceki son isteğini yerine getirmek isterken yaşadıkları anlatılıyor.
'BENDEN GEÇTİ' DEMEDEN ÖNCE, OYUNCULUK ATÖLYESİ'NE BİR GÖZ ATIN!
Eminim hepimiz zaman zaman bir şeyler için kendini unuturcasına büyük bir aşkla ve heyecanla çalışan insanları görüyoruzdur. Hatta öyle olur ki onların o halleri bize de bulaşır, bizi de bir heyecan alır ki sormayın.- Tamam kabul bu biraz pollyannacı bir yaklaşım oldu, kıskananlar da vardır elbet ama ne demişler kıskananlar çatlasın!

Neyse ben bu durumun pembe tarafında yer alanlardanım. Gördüğüm o heyecanlar, aşklar, hevesler beni de çok duygulandırır ve ben de o kadar sevinirim, coşarım, dağlara taşlara yazasım, herkeslere duyurasım gelir. -Malum günümüzde dağların taşların yerini sanal ortamlar aldı tabi burada bana bu dağı sağlayan editörüme teşekkürü bir borç bilirim : )- Konumuza dönersek, bu yazımda sizlere bugünlerde faaliyete geçişine tanık olduğum ve aynı heyecanı içimde hissettiğim bir atölyeden bahsetmek istiyorum: www.oyunculukatolyesi.com
Atölyeyi, 15 yıldır eğitmenlik ve oyunculuk yapan, aynı zamanda kendisini zaten çok seviyorken mütevazı tavırlarıyla beni benden almış olan sevgili Yeşim Ceren BOZOĞLU kurmuş. Semah TUĞSEL, Yeşim Özsoy GÜLAN ve Kerem KUPACI gibi çok değerli eğitmenleri var. E hal böyle olunca “Konservatuar sınavlarına az kaldı. Biz de işi hızlandıralım dedik ve 2 aylık bir sınıf açtık. Parçalarınızı hazırlayıp, jüri önünde titremeden sınavınızı verebileceğiniz bir sistem oluşturduk. %95'lik başarı oranımızı yaz kurslarımızda da elde edeceğiz iddialıyız. Bekleriz!” demeleri de çok normal. Konservatuara hazırlık kursu yanında, kameraönü oyunculuk atölyesi ve drama kursu da var. Kameraönü oyunculuk atölyesi, sektörün eğitimsiz oyuncularına kucak açarken drama kursu ile oyuncu olmak istemiş ama bir şekilde olamamış kişilere “Öğrenmek için asla geç değildir.” diyerek umut veriyor.
Atölyeyle ilgili aradığınız neredeyse tüm bilgileri web sitelerinde bulmak mümkün ve ayrıca öyle özendirici tasarlanmış ki hani ancak sahneye dekor olabilecek nitelikte yeteneğe sahip olduğumu(!) bilmesem ben bile gidip kayıt olurdum. Zaten böylesine yeteneksiz olduğum için “oyunculuk” bana çok mucizevi görünür. Düşünsenize öyle bir yeteneğiniz var ki tek bir kişi olduğunuz halde birbirinden farklı onca karakterin hayatını yaşayabiliyor ve seyirciye de yaşatabiliyorsunuz. Nar bilmecesi misali, çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane.
Sanırım her şey ortada, fazla söze gerek yok, eğer içinizde bir nebze olsun oyunculuk sevdası varsa, Oyunculuk Atölyesi’nin de dediği gibi “Benden geçti” demeyin. Oyunculuğu geçmişte bırakan şartlara yenilmek yerine, içinizdeki o aşkın elinden tutun ve kalkıp atölyeye gidin. Kontenjanlar sınırlı, bu şansı iyi değerlendirin. Eminim pişman olmayacak ve “Şimdiye kadar neredeydin ey Oyunculuk Atölyesi!” diyeceksiniz. Kim bilir belki bu sefer de siz “bir nar hikayesi” olursunuz... Bizlere de keyifle izlemek düşer.
Başak SULTAN
Neyse ben bu durumun pembe tarafında yer alanlardanım. Gördüğüm o heyecanlar, aşklar, hevesler beni de çok duygulandırır ve ben de o kadar sevinirim, coşarım, dağlara taşlara yazasım, herkeslere duyurasım gelir. -Malum günümüzde dağların taşların yerini sanal ortamlar aldı tabi burada bana bu dağı sağlayan editörüme teşekkürü bir borç bilirim : )- Konumuza dönersek, bu yazımda sizlere bugünlerde faaliyete geçişine tanık olduğum ve aynı heyecanı içimde hissettiğim bir atölyeden bahsetmek istiyorum: www.oyunculukatolyesi.com
Atölyeyi, 15 yıldır eğitmenlik ve oyunculuk yapan, aynı zamanda kendisini zaten çok seviyorken mütevazı tavırlarıyla beni benden almış olan sevgili Yeşim Ceren BOZOĞLU kurmuş. Semah TUĞSEL, Yeşim Özsoy GÜLAN ve Kerem KUPACI gibi çok değerli eğitmenleri var. E hal böyle olunca “Konservatuar sınavlarına az kaldı. Biz de işi hızlandıralım dedik ve 2 aylık bir sınıf açtık. Parçalarınızı hazırlayıp, jüri önünde titremeden sınavınızı verebileceğiniz bir sistem oluşturduk. %95'lik başarı oranımızı yaz kurslarımızda da elde edeceğiz iddialıyız. Bekleriz!” demeleri de çok normal. Konservatuara hazırlık kursu yanında, kameraönü oyunculuk atölyesi ve drama kursu da var. Kameraönü oyunculuk atölyesi, sektörün eğitimsiz oyuncularına kucak açarken drama kursu ile oyuncu olmak istemiş ama bir şekilde olamamış kişilere “Öğrenmek için asla geç değildir.” diyerek umut veriyor.
Atölyeyle ilgili aradığınız neredeyse tüm bilgileri web sitelerinde bulmak mümkün ve ayrıca öyle özendirici tasarlanmış ki hani ancak sahneye dekor olabilecek nitelikte yeteneğe sahip olduğumu(!) bilmesem ben bile gidip kayıt olurdum. Zaten böylesine yeteneksiz olduğum için “oyunculuk” bana çok mucizevi görünür. Düşünsenize öyle bir yeteneğiniz var ki tek bir kişi olduğunuz halde birbirinden farklı onca karakterin hayatını yaşayabiliyor ve seyirciye de yaşatabiliyorsunuz. Nar bilmecesi misali, çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane.
Sanırım her şey ortada, fazla söze gerek yok, eğer içinizde bir nebze olsun oyunculuk sevdası varsa, Oyunculuk Atölyesi’nin de dediği gibi “Benden geçti” demeyin. Oyunculuğu geçmişte bırakan şartlara yenilmek yerine, içinizdeki o aşkın elinden tutun ve kalkıp atölyeye gidin. Kontenjanlar sınırlı, bu şansı iyi değerlendirin. Eminim pişman olmayacak ve “Şimdiye kadar neredeydin ey Oyunculuk Atölyesi!” diyeceksiniz. Kim bilir belki bu sefer de siz “bir nar hikayesi” olursunuz... Bizlere de keyifle izlemek düşer.
Başak SULTAN
SAMSUNG S4 MİNİ İÇİN ZAMAN KAYBETMEDİ
Galaxy S4 Mini modeli ile orta sınıf kullanıcıya hitap ettiklerini açıklayan Samsung, S4 mini modeli 107 gram ağırlığında. Boyut olarak Galaxy S4'ten biraz daha kalın yapıya sahip olan mini 8.94mm kalınlığında olacak. S4 Mini, 1900 mAh bataryaya sahip olacak.

4.3 inç qHD (540 x 960) büyüklüğünde süper AMOLED ekrana sahip olacak.
Tüm bunların yanında, çift çekirdekli işlemcisi ile gelen Galaxy S4 Mini, 1.5 GB kapasiteli RAM ile s3'ü bilegeride bırakıyor.
Galaxy S4'teki hemen hemen tüm yazılımların kullanıldığı mini modelinde ise akıllara S4 modelinde yaşanan hafıza sorununu getiriyor.
4.3 inç qHD (540 x 960) büyüklüğünde süper AMOLED ekrana sahip olacak.
Tüm bunların yanında, çift çekirdekli işlemcisi ile gelen Galaxy S4 Mini, 1.5 GB kapasiteli RAM ile s3'ü bilegeride bırakıyor.
Galaxy S4'teki hemen hemen tüm yazılımların kullanıldığı mini modelinde ise akıllara S4 modelinde yaşanan hafıza sorununu getiriyor.
29 Mayıs 2013 Çarşamba
GOOGLE MAPS BİSİKLET YOLLARI İLE YENİLENDİ
Avrupa’nın altı ülkesine ait haritalar Google Maps bisiklet yolları ayrıntısı ile bisikletçiler için çok daha kullanışlı.

Google, bu haftadan itibaren Almanya, Fransa, Polonya, İrlanda, Lüksemburg ve Lihtenştayn’ın bisiklet yollarına da yer vermeye başladı. Bisikletçiler, bu altı ülkede bisiklet yolları sayesinde kendilerine en ideal güzergahı seçerek, kalabalık sokaklardan uzak durmayı başaracak. Ayrıca, sesli navigasyon özelliğiyle sürüş esnasında dikkat bozukluğu riski de azalacak.
Google, bu haftadan itibaren Almanya, Fransa, Polonya, İrlanda, Lüksemburg ve Lihtenştayn’ın bisiklet yollarına da yer vermeye başladı. Bisikletçiler, bu altı ülkede bisiklet yolları sayesinde kendilerine en ideal güzergahı seçerek, kalabalık sokaklardan uzak durmayı başaracak. Ayrıca, sesli navigasyon özelliğiyle sürüş esnasında dikkat bozukluğu riski de azalacak.
27 Mayıs 2013 Pazartesi
RED BULL UÇUŞ GÜNÜ'NÜN REKORUNU ODTÜ'LÜ ÖĞRENCİLER KIRDI
26 Mayıs Pazar, 3. kez düzenlenen Red Bull Uçuş Günü’nü 140.000’den fazla İstanbullu izledi. Daha önce Red Bull Flugtag adıyla düzenlenen heyecan, eğlence ve yaratıcılık dolu organizasyona 8 şehirden 36 takım katıldı.
ODTÜ öğrencileri Mustafa Eser, Sertaç Altınok, Özgün Savaş ve Başar Süer’in tasarladıkları Angara Börds uçuş makinesi 30 metreyle Türkiye rekorunu kırdı. Türkiye 2008 yılında Red Bull Flugtag adında bir organizasyonla tanıştı. Yaratıcı, maceraperest, stratejiyle bilek gücünü birleştirmeyi bilen ekipler Caddebostan Sahilinde hazırlanan uçuş rampasından kendilerini Marmara Denizine bıraktılar. 2010’da yine aynı isimle düzenlenen ikinci organizasyonda takımlar yaratıcılıklarını konuşturdular, akıl almaz gösteriler düzenlediler ve tasarımlarıyla hepimizin ufkunu açtılar. İkinci Red Bull Uçuş Günü’nden beri Türkiye’de havacılık sektörü hızla büyüdü; dört bir yanda yeni havaalanları açıldı; yüzlerce yeni uçak siparişi verildi; yüzlerce yeni destinasyona uçuşlar başladı, Türkiye uzaya ikinci kez uydu gönderdi, kendi uçağını geliştirmekten bahseder oldu ve Türkiye’nin en uzağa giden uçuş makinesi yapıldı! En sonunda ODTÜ öğrencileri 30 metre gidebilen Angara Börds icad edildi...
UÇTU UÇTU, CAN BONOMO UÇTU
Flying Bulls paraşüt ekibinin gösterisiyle başlayan, Aşk Kuşu takımının ilanı aşkına ve Can Bonomo’nun Air Mobile takımıyla 14 derecelik Marmara Sularına dalışına tanıklık eden 3.Red Bull Uçuş Günü, Pal Takats’ın motorlu paragliding gösterisiyle kapandı. Detaylı bilgi için www.redbull.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
İstanbul, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Eskişehir, İzmir, Sakarya ve Kocaeli’den yarışmaya katılan 36 ayrı ekibi, Jüri üyeleri: Burcu Kara, Özge Özberk, Sedef Avcı, Kıvanç Kasabalı, Red Bull Sporcuları Naz Aydemir, İlkan Karaman, Burcu Çetinkaya, Lena Aylin Erdil, Ahmet Arslan ile Bedük, Oben Budak, Bay J, Alper Böler ve Dilara Gönder değerlendirdi.7’den 70’e herkesin izlediği organizasyonun sunuculuğunu ise Ayça Şen, Yunus Günçe, Geveze ve Berat tunç üstlendi.Etkinlik gösterdi ki Hezarfen’in torunu Ankara’dan çıktı... En azından bir sonraki Red Bull Uçuş Günü’ne kadar!
26 Mayıs 2013 Pazar
ANDROID 5.0 BAŞKA BAHARA
Mayıs sonu tanıtılması beklenen Android 5.0 ile ilgili haberler hiç de iç açıcı değil. Android 5.0: Key Lime Pie'ın, beklenenden 2-4 ay arası daha geç piyasaya sürüleceği iddia ediliyor. Eğer söylentiler doğruysa Google'ın amacı, Android 5.0 güncellemelerini hazırlamaları ve yeni modeller için gerekli düzenlemeleri yapmaları için telefon üreticilerine zaman tanımak.

Daha önce güncelleme yayınlarken üreticilerin takvimlerini dikkate almamakla suçlanan Google'ın, Key Lime Pie piyasaya çıktığında, büyük üreticilerin önde gelen modellerinde en azından Android 4.2.2 Jelly Bean kullanılıyor olmasını umduğu belirtiliyor.
Google'ın yeni işletim sistemini Mayıs ayında San Francisco kentinde düzenlenecek olan I/O 2013 konferansında tanıtması bekleniyordu. Ancak gelen son haberler, firmanın fuarda sadece Nexus 4'ün LTE sürümünü tanıtmakla yetineceğine işaret ediyor. Anlaşılan o ki, Key Lime Pie ile ancak I/O konferansından sonra, belki de Haziran ayında tanışacağız.
Daha önce güncelleme yayınlarken üreticilerin takvimlerini dikkate almamakla suçlanan Google'ın, Key Lime Pie piyasaya çıktığında, büyük üreticilerin önde gelen modellerinde en azından Android 4.2.2 Jelly Bean kullanılıyor olmasını umduğu belirtiliyor.
Google'ın yeni işletim sistemini Mayıs ayında San Francisco kentinde düzenlenecek olan I/O 2013 konferansında tanıtması bekleniyordu. Ancak gelen son haberler, firmanın fuarda sadece Nexus 4'ün LTE sürümünü tanıtmakla yetineceğine işaret ediyor. Anlaşılan o ki, Key Lime Pie ile ancak I/O konferansından sonra, belki de Haziran ayında tanışacağız.
25 Mayıs 2013 Cumartesi
ANDROID'DE GOOGLE EDITION DEVRİ
Google'ın NEXUS telefonları ile yakaladığı başarı diğer firmaları da akıcı ve takılmayan Android sürümlerine yönlendirdi. Nexuslar'da bulunan saf Android sürümleri bir kere kullanananu kendisine hayran bırakan cinstendi. Donanım olarak üst seviye telefonlar olmasalar bile diğer firmaların teknolojinin tüm olanaklarını kullanan cihazlarını hız anlamında çok geride bırakan bu cihazların sırrı saf, arayüzlerle yavaşlatılmamış Android sürümleri kullanıyor olmalarıydı.
Harekete geçen ilk firma Samsung oldu ve Galaxy S4'ün saf Android işletim sistemi kullanan sürümünün piyasaya sunulacağını duyurdu. Google'ın geliştiricilere yönelik hazırladığı cihaz, kilitli olmayan Bootloader ile dikkat çekiyordu. Şimdi de Nexus yazılımını arkasına alan cihaz gibi bir yeni model de HTC'den geliyor.

Gelen bilgilere göre Android 4.2.2 Jelly Bean sürümünü kullanacak olan HTC One Google Edition, saf Android yazılımını kullanacak ve HTC'ye özgü Sense arayüzünden hiç bir içerik kullanmayacak.
HTC'nin çalışanlarından Leight Momii'nin attığı tweet, bu konuyla ilgili gündeme de bomba gibi düştü. Sırf stock Android çalıştıran bir "plastiğe" 649 dolar verilebileceği ya da beklenebileceği cümlesini yazan Nomii, Galaxy S4'e plastik vurgusu yaparken, onu alabilirsiniz ya da HTC One Google Edition'ı alabilirsiniz iddiasını vurgulamış oldu.
HTC One Google Edition, Galaxy S4 Google Edition gibi ilk olarak ABD'deki Google Play mağazalarından satışa sunulacak gibi duruyor. Daha sonra global bir satış söz konusu olabilir.
Harekete geçen ilk firma Samsung oldu ve Galaxy S4'ün saf Android işletim sistemi kullanan sürümünün piyasaya sunulacağını duyurdu. Google'ın geliştiricilere yönelik hazırladığı cihaz, kilitli olmayan Bootloader ile dikkat çekiyordu. Şimdi de Nexus yazılımını arkasına alan cihaz gibi bir yeni model de HTC'den geliyor.
Gelen bilgilere göre Android 4.2.2 Jelly Bean sürümünü kullanacak olan HTC One Google Edition, saf Android yazılımını kullanacak ve HTC'ye özgü Sense arayüzünden hiç bir içerik kullanmayacak.
HTC'nin çalışanlarından Leight Momii'nin attığı tweet, bu konuyla ilgili gündeme de bomba gibi düştü. Sırf stock Android çalıştıran bir "plastiğe" 649 dolar verilebileceği ya da beklenebileceği cümlesini yazan Nomii, Galaxy S4'e plastik vurgusu yaparken, onu alabilirsiniz ya da HTC One Google Edition'ı alabilirsiniz iddiasını vurgulamış oldu.
HTC One Google Edition, Galaxy S4 Google Edition gibi ilk olarak ABD'deki Google Play mağazalarından satışa sunulacak gibi duruyor. Daha sonra global bir satış söz konusu olabilir.
ALTIN KAPLAMA GALAXY S4 İSTER MİSİNİZ?
Samsung'un yeni yıldızı Galaxy S4, daha ilk ayında 10 milyonluk satış başarısını yakalamaya çok yakın. Yeni cihazın altın kaplama sürümü de hazırlandı.

Daha önce pek çok iPhone ve Galaxy S modellerinde de gördüğümüz altın kaplamalı özel versiyonlar, Galaxy S4 için de çıkmaya başladı. GoldGenie adlı firma, Galaxy S4'ün altın kaplama versiyonunu duyurdu.
Renkli altın diye de tabir edilen Rose Gold ile standart rengin biraz daha açık renginde Platina Gold seçeneği bulunan telefon, 1700 Pound fiyat etiketiyle alınabilir durumda.
Qualcomm'un 1.9 GHz hızında çalışan Snapdragon 600 işlemcisi ve Adreno 320 grafik işlemcisini kullanan LTE destekli Galaxy S4, 2 GB RAM, 13 Megapiksel kamera ve Android 4.2.2 Jelly Bean işletim sistemi gibi özelliklere sahip.
Yan kaplamalar haricinde özel bir tahta kutu içerisinde satışa sunulacak olan ürün, tamamen premium his verecek şekilde kullanıcılara sunulacak.
Daha önce pek çok iPhone ve Galaxy S modellerinde de gördüğümüz altın kaplamalı özel versiyonlar, Galaxy S4 için de çıkmaya başladı. GoldGenie adlı firma, Galaxy S4'ün altın kaplama versiyonunu duyurdu.
Renkli altın diye de tabir edilen Rose Gold ile standart rengin biraz daha açık renginde Platina Gold seçeneği bulunan telefon, 1700 Pound fiyat etiketiyle alınabilir durumda.
Qualcomm'un 1.9 GHz hızında çalışan Snapdragon 600 işlemcisi ve Adreno 320 grafik işlemcisini kullanan LTE destekli Galaxy S4, 2 GB RAM, 13 Megapiksel kamera ve Android 4.2.2 Jelly Bean işletim sistemi gibi özelliklere sahip.
Yan kaplamalar haricinde özel bir tahta kutu içerisinde satışa sunulacak olan ürün, tamamen premium his verecek şekilde kullanıcılara sunulacak.
CRV 4. NESLİYLE ÇOK DAHA TUTARLI
Satışa sunulduğu 1996 yılından beri SUV segmentinin öncülerinden Honda CR-V, 4.nesliyle Honda bayilerindeki yerini aldı.
CRV yenilenirken en sıkı rakibi RAV4 ün yaptığı sürprizi sevenlerine yapmadan, fiyat artırımına gitmeden sevenlerinin karşısına çıktı. 2.0Lt benzinli motor seçeneğine sahip olan yeni CR-V, 3. Nesline göre birçok yeni özelliği müşterilerine sunuyor. Üstelik otomatik vites seçeneğini de standart olarak sunuyor.

Üç kanatlı radyatör ızgarası ve ızgaraya doğru uzanan ön farları, Honda'nın yeni "Y" şekilli yüzünü korumaya devam ederken dikey olarak konumlandırılan arka farlar ilk nesilden (1995) bu yana alışılmış CR-V imzasını taşıyor. Yeni CR-V’deki şık dokunuşlar arasında yenilenen ön tampon, ön LED gündüz farları ve üç boyutlu tasarımıyla arka LED farları yer alıyor.
CR-V’nin kaputunun altındaki üçüncü nesil CR-V’lerde bulunan ve CO2 emisyonları azaltılacak şekilde detaylı olarak yeniden tasarlanan 2.0-litre i-VTEC benzinli motor, 5 vitesli otomatik şanzıman ile beraber çalışıyor. Bir önceki nesil ile aynı performans verilerine sahip olan motorun yakıt tüketimi ve CO2 emisyonu düşürülmüş. Yeni CR-V 6500 devirde 155PS güç ve 4300 devirde 192Nm tork üretirken, yapıln iyileştirmelerle ortalama yakıt tüketimi 7.7lt’ye ve CO2 salınımı da %7 iyileştirilerek 179 g/km’ye düşürülmüş. Motorda yapılan değişikliklere ek olarak vites oranlarında da yapılan iyileştirmelerle beraber bu sonuçlar elde edilmiş.
Motor ve şanzımanda yapılan bu değişikliklerin yanında yeni CR-V, kullanıcının tepkilerini ve motor dışında harcanan enerjiyi optimize ederek daha ekonomik sürüş sağlayan ECON sistemi ile donatılmış. Econ düğmesine basılarak sistem devreye sokulduğunda, daha fazla yakıt tasarrufu sağlamak için sistem şanzımanı, klimayı ve sabit hız kontrolünü ayarlayarak yakıt ekonomisini arttırıyor.
Geliştirilmiş yol tutuş ve arttırılmış güvenlik
Harekete duyarlı elektrikli direksiyon (MA-EPS) sisteminin de kullanılmasıyla yeni CR-V’nin manevra kabiliyeti kolaylaşırken yüksek hızlarda direksiyon tepkisi ve hassasiyeti arttırılmış. Avrupa’da geniş kapsamlı testlerden geçen yeni CR-V’nin McPherson tipi ön süspansiyonları ve Multi-link arka süspansiyonları üstün sürüş konforu ve yüksek hız stabilitesi sağlayacak şekilde tasarlanmış.
Yeni CR-V’de ayrıca, çarpışma anında darbe enerjisini dağıtarak yolcuları koruyacak şekilde tasarlanan Honda’ya özgü güvenlik sistemi Gelişmiş Uyumluluk Teknolojisi (Advanced Compatibility Engineering-ACE) gövde yapısı kullanılıyor. CR-V’de ön, yan ve perde hava yastıkları tüm donanım seçeneklerinde standart olarak sunuluyor.
Yeni CR-V’de daha çok yeriniz var, üstelik tek dokunuşla
Otomobilin yüksekliğinin, iç hacimde herhangi bir küçülme olmaksızın, eski modele oranla 30 mm azaltıldığı görülüyor. Bu, Honda’nın “maksimum insan, minimum makine” felsefesini ne kadar başarılı bir şekilde uyguladığının bir göstergesi. 4.Nesil CR-V’de bir önceki nesile göre bagaj hacmi 147lt arttırılarak 589lt’ye ulaşmış. Tek dokunuşla 60:40 oranında katlanabilen arka koltuklar ile arka kapıları açmadan kolayca koltukları yatırıp, bagaj hacmini 1146 litreye kadar genişletmek mümkün.
Güvenlik paketi artık daha da güvenli
Executive seçeneğine opsiyonel olarak sunulan güvenlik paketine, bir önceki nesilde olduğu gibi Euro NCAP Advanced ödüllü CMBS(Çarpışmayı Hafifletici Fren Sistemi), ACC(Adaptif Cruise Control) sistemlerinin dışında ek olarak LKAS(Şerit Koruma Destek Sistemi) de sürüş güvenliğini arttırmak için eklendi.
Avrupa pazarı için tüm detaylarıyla yeniden tasarlanan dördüncü nesil CR-V, Honda’nın İngiltere Swindon’daki tesislerinde üretilecek.
Avrupa sürümünde 1,6 dizel motorla donatılacak olan CRV piyasayı tam anlamıyla alt üst edecek.
YENİ CRV TEKNİK ÖZELLİKLERİ
CRV yenilenirken en sıkı rakibi RAV4 ün yaptığı sürprizi sevenlerine yapmadan, fiyat artırımına gitmeden sevenlerinin karşısına çıktı. 2.0Lt benzinli motor seçeneğine sahip olan yeni CR-V, 3. Nesline göre birçok yeni özelliği müşterilerine sunuyor. Üstelik otomatik vites seçeneğini de standart olarak sunuyor.
|
Üç kanatlı radyatör ızgarası ve ızgaraya doğru uzanan ön farları, Honda'nın yeni "Y" şekilli yüzünü korumaya devam ederken dikey olarak konumlandırılan arka farlar ilk nesilden (1995) bu yana alışılmış CR-V imzasını taşıyor. Yeni CR-V’deki şık dokunuşlar arasında yenilenen ön tampon, ön LED gündüz farları ve üç boyutlu tasarımıyla arka LED farları yer alıyor.
CR-V’nin kaputunun altındaki üçüncü nesil CR-V’lerde bulunan ve CO2 emisyonları azaltılacak şekilde detaylı olarak yeniden tasarlanan 2.0-litre i-VTEC benzinli motor, 5 vitesli otomatik şanzıman ile beraber çalışıyor. Bir önceki nesil ile aynı performans verilerine sahip olan motorun yakıt tüketimi ve CO2 emisyonu düşürülmüş. Yeni CR-V 6500 devirde 155PS güç ve 4300 devirde 192Nm tork üretirken, yapıln iyileştirmelerle ortalama yakıt tüketimi 7.7lt’ye ve CO2 salınımı da %7 iyileştirilerek 179 g/km’ye düşürülmüş. Motorda yapılan değişikliklere ek olarak vites oranlarında da yapılan iyileştirmelerle beraber bu sonuçlar elde edilmiş.
Motor ve şanzımanda yapılan bu değişikliklerin yanında yeni CR-V, kullanıcının tepkilerini ve motor dışında harcanan enerjiyi optimize ederek daha ekonomik sürüş sağlayan ECON sistemi ile donatılmış. Econ düğmesine basılarak sistem devreye sokulduğunda, daha fazla yakıt tasarrufu sağlamak için sistem şanzımanı, klimayı ve sabit hız kontrolünü ayarlayarak yakıt ekonomisini arttırıyor.
Geliştirilmiş yol tutuş ve arttırılmış güvenlik
Harekete duyarlı elektrikli direksiyon (MA-EPS) sisteminin de kullanılmasıyla yeni CR-V’nin manevra kabiliyeti kolaylaşırken yüksek hızlarda direksiyon tepkisi ve hassasiyeti arttırılmış. Avrupa’da geniş kapsamlı testlerden geçen yeni CR-V’nin McPherson tipi ön süspansiyonları ve Multi-link arka süspansiyonları üstün sürüş konforu ve yüksek hız stabilitesi sağlayacak şekilde tasarlanmış.
Yeni CR-V’de ayrıca, çarpışma anında darbe enerjisini dağıtarak yolcuları koruyacak şekilde tasarlanan Honda’ya özgü güvenlik sistemi Gelişmiş Uyumluluk Teknolojisi (Advanced Compatibility Engineering-ACE) gövde yapısı kullanılıyor. CR-V’de ön, yan ve perde hava yastıkları tüm donanım seçeneklerinde standart olarak sunuluyor.
Yeni CR-V’de daha çok yeriniz var, üstelik tek dokunuşla
Otomobilin yüksekliğinin, iç hacimde herhangi bir küçülme olmaksızın, eski modele oranla 30 mm azaltıldığı görülüyor. Bu, Honda’nın “maksimum insan, minimum makine” felsefesini ne kadar başarılı bir şekilde uyguladığının bir göstergesi. 4.Nesil CR-V’de bir önceki nesile göre bagaj hacmi 147lt arttırılarak 589lt’ye ulaşmış. Tek dokunuşla 60:40 oranında katlanabilen arka koltuklar ile arka kapıları açmadan kolayca koltukları yatırıp, bagaj hacmini 1146 litreye kadar genişletmek mümkün.
Güvenlik paketi artık daha da güvenli
Executive seçeneğine opsiyonel olarak sunulan güvenlik paketine, bir önceki nesilde olduğu gibi Euro NCAP Advanced ödüllü CMBS(Çarpışmayı Hafifletici Fren Sistemi), ACC(Adaptif Cruise Control) sistemlerinin dışında ek olarak LKAS(Şerit Koruma Destek Sistemi) de sürüş güvenliğini arttırmak için eklendi.
Avrupa pazarı için tüm detaylarıyla yeniden tasarlanan dördüncü nesil CR-V, Honda’nın İngiltere Swindon’daki tesislerinde üretilecek.
Avrupa sürümünde 1,6 dizel motorla donatılacak olan CRV piyasayı tam anlamıyla alt üst edecek.
YENİ CRV TEKNİK ÖZELLİKLERİ
MOTOR | |||
LX | EX | EX-L | |
MOTOR | 4 SİLİNDİRLİ | ||
MOTOR GÖVDE | Aliminyum | ||
Hacim (cc) | 1998 | ||
Horsepower @ rpm (SAE net) | 185 @ 7000 | ||
Torque (lb-ft @ rpm, SAE net) | 163 @ 4400 | ||
Bore and Stroke (mm) | 87 x 99 | ||
Compression Ratio | 10.0:1 | ||
Valve Train | 16-Valve DOHC i-VTEC® |
24 Mayıs 2013 Cuma
66. CANNES FİLM FESTİVALİ KAPANIŞ VE ÖDÜL TÖRENİ NTV'DE
66. Cannes Film Festivali sona eriyor. Festivalin kapanış törenleri bu yıl da, festivalin Türkiye yayıncısı olan NTV, izleyiciyle buluşturacak. Gece görkemli bir ‘kırmızı halı’ geçişine de sahne olacak.
20 Filmin Altın Palmiye için yarışacaği festivalin jüri başkanlığını ABD'li yönetmen ve yapımcı Steven Spielberg'in yaparken Altın Palmiye ödül jürisinde şu isimler yer alıyor: Hintli oyuncu Vidya Balan, Japon yapımcı Naomi Kawase, Avustralyalı oyuncu Nicole Kidman, Fransız yönetmen ve oyuncu Daniel Auteuil, İngiliz yönetmen Lynne Ramsay, Tayvanlı yönetmen Ang Lee, Romen yönetmen ve yapımcı Cristian Mungiu, Avusturyalı aktör Christopher Waltz.
Audrey Tautou’nun sunacağı kapanış töreninde Altın Palmiye de sahibini bulacak. Festivalin kapanış filmiyse Jérôme Salle tarafından yönetilen ‘Zulu’ olacak. Ödül töreni, 26 Mayıs Pazar günü 19.00'da canlı olarak ekrana gelecek.
'UĞUR YÜCEL, ZEKİ MÜREN'İ OYNASIN'
Hürriyet gazetesi Cengiz Semercioğlu bugünkü yazısında Zeki Müren rolü için Uğur Yücel'i önerdi.

Uğur Yücel, Zeki Müren’i oynar mıBu yıl Cannes’ın yarışma bölümünde en ilgi çekici filmlerinden biri Michael Douglas’ın Zeki Müren’in Amerikalı muadili olan Liberace’i canlandırdığı film
Filmin adı: Behind The Candelabra. Gösteriminden sonra kırmızı halıdan çıkarken gördüm filmin ekibini.Yönetmen Steven Soderbergh, yanında Michael Douglas, Matt Damon, Dan Aykroyd’la birlikte alkışlar arasında yürüyorlardı.Biz bir sonraki filmi, Sorrentino’nun La Grande Bellezza’sını bekliyorduk kırmızı halının kenarında.Yönetmen Soderbergh, Elvis’ten, Elton John’dan, Madonna’dan ve Lady Gaga’dan önce sahnelerin ikonu olan Libarece’in hayatını anlatıyor bu filmde.1919-1987 yılları arasında yaşamış Libarece, Zeki Müren’in Amerika’da görüp doğrudan etkilendiği bir isim.Bir kaç yıl önce Bilal Özcan’ın bir yazısında okumuştum.1950’lerde Zeki Müren çıktığı dünya turnesinde Las Vegas’ta piyanist şantör Liberace’i izler ve hayran kalır.Sahnede papyon da takan, smokin de, şort da, kaftan da giyen, yüzüne gözüne makyaj yapan, sahnesi 360 derece dönen bu sanatçıyı kendine örnek alır Zeki Müren.1995’te Zeki Müren, Liberace’nin Las Vegas’taki müzesinde çekim yapan Bilal Özcan’ın programını izledikten sonra telefon açıp Bilal’e aynen şunu söylemiş;“Bilal dün gece programını izledim. Nereden buldun Liberace’i, bravo sana. Bak sana bir sırrımı vereceğim. Ben sahnelerde kendime Liberace’i örnek aldım. Las Vegas’ta onu izleyince Türkiye’de aynısını yapmaya karar verdim. Kostümle-rimden, saz heyetine ve sahneme kadar her şeyi değiştir-dim...”İşte Zeki Müren’in kendine örnek aldığı Liberace’i Michael Douglas filmde müthiş canlandırmış.Liberace’in şoförü, koruması, sekreteri, sevgilisi her şeyi olan yardımcısı rolünde Matt Damon var.Türkiye’de Zeki Müren’in hayatı neden görkemli bir film olmuyor peki, Bizde kim oynar Zeki Müren’i benim ilk adayım Uğur Yücel... Uğur Yücel’in müthiş bir Zeki Müren performansı sergileyeceğini düşünüyorum.Tabii önce bir Soderbergh bulmak lazım.
Uğur Yücel, Zeki Müren’i oynar mıBu yıl Cannes’ın yarışma bölümünde en ilgi çekici filmlerinden biri Michael Douglas’ın Zeki Müren’in Amerikalı muadili olan Liberace’i canlandırdığı film
Filmin adı: Behind The Candelabra. Gösteriminden sonra kırmızı halıdan çıkarken gördüm filmin ekibini.Yönetmen Steven Soderbergh, yanında Michael Douglas, Matt Damon, Dan Aykroyd’la birlikte alkışlar arasında yürüyorlardı.Biz bir sonraki filmi, Sorrentino’nun La Grande Bellezza’sını bekliyorduk kırmızı halının kenarında.Yönetmen Soderbergh, Elvis’ten, Elton John’dan, Madonna’dan ve Lady Gaga’dan önce sahnelerin ikonu olan Libarece’in hayatını anlatıyor bu filmde.1919-1987 yılları arasında yaşamış Libarece, Zeki Müren’in Amerika’da görüp doğrudan etkilendiği bir isim.Bir kaç yıl önce Bilal Özcan’ın bir yazısında okumuştum.1950’lerde Zeki Müren çıktığı dünya turnesinde Las Vegas’ta piyanist şantör Liberace’i izler ve hayran kalır.Sahnede papyon da takan, smokin de, şort da, kaftan da giyen, yüzüne gözüne makyaj yapan, sahnesi 360 derece dönen bu sanatçıyı kendine örnek alır Zeki Müren.1995’te Zeki Müren, Liberace’nin Las Vegas’taki müzesinde çekim yapan Bilal Özcan’ın programını izledikten sonra telefon açıp Bilal’e aynen şunu söylemiş;“Bilal dün gece programını izledim. Nereden buldun Liberace’i, bravo sana. Bak sana bir sırrımı vereceğim. Ben sahnelerde kendime Liberace’i örnek aldım. Las Vegas’ta onu izleyince Türkiye’de aynısını yapmaya karar verdim. Kostümle-rimden, saz heyetine ve sahneme kadar her şeyi değiştir-dim...”İşte Zeki Müren’in kendine örnek aldığı Liberace’i Michael Douglas filmde müthiş canlandırmış.Liberace’in şoförü, koruması, sekreteri, sevgilisi her şeyi olan yardımcısı rolünde Matt Damon var.Türkiye’de Zeki Müren’in hayatı neden görkemli bir film olmuyor peki, Bizde kim oynar Zeki Müren’i benim ilk adayım Uğur Yücel... Uğur Yücel’in müthiş bir Zeki Müren performansı sergileyeceğini düşünüyorum.Tabii önce bir Soderbergh bulmak lazım.
TOPKAPI SARAYI ARZ ODASI YENİLENDİ
İstanbul İl Özel İdaresi, Topkapı Sarayı Arz Odası’nı 616 bin TL bedelle restore ettirdi. Son rötuşları yapan İdare, Osmanlı devrinin devlet görüşmelerinin yapıldığı bu mekanı gelecekle buluşturdu

İstanbul İl Özel İdaresi, Osmanlı döneminde devlet görüşmelerinin gerçekleştirildiği Topkapı Sarayı Arz Odası’nı restore ettirdi. Arz Odası, Topkapı Sarayı’nın üçüncü büyük kapısı Babüssaade’den girilince hemen karşıda yer alıyor. İstanbul İl Özel İdaresi tarafından 2011 yılında başlatılan çalışmalar, 616 bin TL bedel ile gerçekleştirildi. İdare, yenileme çalışmalarıyla Osmanlı devrinin devlet görüşmelerinin yapıldığı bu mekanı gelecekle buluşturdu.
Arz Odası’nın o zamanki görkemini ve göz alıcı havasını geleceğe taşımak için çalışmalarında titizlik gösteren İdare, yapının eski fotoğrafları ışığında ön yüzünde değerli çini levhaların bulunduğu alanı, kalem işlerini, Maruzat Kapısı’nın iki yanındaki çini panoları ve tüm detayları aslına uygun olarak yeniledi.
Dış cephe restorasyonunda sıva altında kalan yeni bir kalem işi bulan İdare, bu kalem işini yenileyerek eserin yitik bir parçasını tamamladı. Yapının özgün halini koruyan tek parçası unvanını taşıyan ve salon içinde konuşulan sözlerin dışarıdan işitilmemesi için yapıldığı düşünülen mermer çeşme de çalışmalara dahil edilerek yenilendi.
İstanbul İl Özel İdaresi, Osmanlı döneminde devlet görüşmelerinin gerçekleştirildiği Topkapı Sarayı Arz Odası’nı restore ettirdi. Arz Odası, Topkapı Sarayı’nın üçüncü büyük kapısı Babüssaade’den girilince hemen karşıda yer alıyor. İstanbul İl Özel İdaresi tarafından 2011 yılında başlatılan çalışmalar, 616 bin TL bedel ile gerçekleştirildi. İdare, yenileme çalışmalarıyla Osmanlı devrinin devlet görüşmelerinin yapıldığı bu mekanı gelecekle buluşturdu.
Arz Odası’nın o zamanki görkemini ve göz alıcı havasını geleceğe taşımak için çalışmalarında titizlik gösteren İdare, yapının eski fotoğrafları ışığında ön yüzünde değerli çini levhaların bulunduğu alanı, kalem işlerini, Maruzat Kapısı’nın iki yanındaki çini panoları ve tüm detayları aslına uygun olarak yeniledi.
Dış cephe restorasyonunda sıva altında kalan yeni bir kalem işi bulan İdare, bu kalem işini yenileyerek eserin yitik bir parçasını tamamladı. Yapının özgün halini koruyan tek parçası unvanını taşıyan ve salon içinde konuşulan sözlerin dışarıdan işitilmemesi için yapıldığı düşünülen mermer çeşme de çalışmalara dahil edilerek yenilendi.
GOOGLE NEXUS 5 ÇALIŞMALARINA BAŞLADI
Kore merkezli bir gazetede yayınlanan haberlere göre LG bir kez daha Google’a güvenerek Nexus 5 geliştirilmesinde beraber olmaya karar vermiş.

Kore merkezli bir gazetede yayınlanan haberlere göre LG bir kez daha Google’a güvenerek Nexus 5 geliştirilmesinde beraber olmaya karar vermiş. Google CEO’su Larry Page ve LG CEO’su Koo Bon-joon’un bir araya geldikleri bir toplantıda Nexus 5 ortaklığı konusunda anlaşmaya varmışlar.
Daha önce paylaştığımız haberde LG Nexus 5 söylentisinden ve ortaya çıkan donanımsal özelliklerinden bahsetmiştik. Qualcomm Snapdragon 800 işlemcisini 2.3 GHz saat hızında çalıştıracak olan Nexus 5'de 3 GB LPDDR3 RAM bulunacak. 64 GB’a kadar dahili depolama kapasitesi barındıracak olan cihazda 3,300 mAh batarya ve 16 megapiksel OmniVision arka kamera yer alacak. 4K UHD video kaydını saniye başına 30 karede yapabilen Nexus 5 1080p çözünürlüğüne inildiğinde saniye başına 60 kareye ulaşabilecek. Aynı zamanda Nexus 5 ile ilk kez 4K çözünürlüklü akıllı telefonlar görmeye başlayacağız.
Daha önce paylaştığımız haberde LG Nexus 5 söylentisinden ve ortaya çıkan donanımsal özelliklerinden bahsetmiştik. Qualcomm Snapdragon 800 işlemcisini 2.3 GHz saat hızında çalıştıracak olan Nexus 5'de 3 GB LPDDR3 RAM bulunacak. 64 GB’a kadar dahili depolama kapasitesi barındıracak olan cihazda 3,300 mAh batarya ve 16 megapiksel OmniVision arka kamera yer alacak. 4K UHD video kaydını saniye başına 30 karede yapabilen Nexus 5 1080p çözünürlüğüne inildiğinde saniye başına 60 kareye ulaşabilecek. Aynı zamanda Nexus 5 ile ilk kez 4K çözünürlüklü akıllı telefonlar görmeye başlayacağız.
NOKIA ŞEYTAN'IN BACAĞINI MEGAPİXEL GÜCÜYLE KIRACAK
Nokia Megapixel gücü ünvanını daha da belirginleştirmek için 41 Megapixel kamerasını diğer telefonlarına taşıyor.

Nokia'nın hem Windows Phone cihazlarda hem de diğer platformlar arasında en iyi kamera teknolojisine sahip olduğu yönünde bir güven var.
Bu tür algıların kolay kolay oluşup yerleşmediğinin bilincinde olan şirket de ünvanını kaybetmemek adına yeni modellerini geliştirmeye devam ediyor.
41 Megapiksellik Nokia 808 PureView ile çıtayı en üst seviyeye çeken Nokia, şimdi de gelişmiş kamera teknolojilerini Lumia ile Windows Phone platformuna taşımaya hazırlanıyor.
Neowin.net sitesinin haberine göre 41 megapiksel çözünürlüğündeki EOS Lumia modeli 9 Temmuz'da tanıtılacak. Nokia ProCamera olarak anılan yeni bir arayüz ile gelmesi beklenen Lumia EOS, farklı kare hızlarında 720p ve 1080p yüksek çözünürlüklü video kaydına olanak sağlayacak.
Microsoft'un Windows Phone işletim sistemi üzerindeki çeşitli yazılım sınırlamalarından dolayı 4.5 inç büyüklüğünde bir ekran ile gelmesi beklenen Lumia EOS, Xeon flash ve otomatik açılır kapanır bir lens kapağına da sahip olacak.
Nokia'nın hem Windows Phone cihazlarda hem de diğer platformlar arasında en iyi kamera teknolojisine sahip olduğu yönünde bir güven var.
Bu tür algıların kolay kolay oluşup yerleşmediğinin bilincinde olan şirket de ünvanını kaybetmemek adına yeni modellerini geliştirmeye devam ediyor.
41 Megapiksellik Nokia 808 PureView ile çıtayı en üst seviyeye çeken Nokia, şimdi de gelişmiş kamera teknolojilerini Lumia ile Windows Phone platformuna taşımaya hazırlanıyor.
Neowin.net sitesinin haberine göre 41 megapiksel çözünürlüğündeki EOS Lumia modeli 9 Temmuz'da tanıtılacak. Nokia ProCamera olarak anılan yeni bir arayüz ile gelmesi beklenen Lumia EOS, farklı kare hızlarında 720p ve 1080p yüksek çözünürlüklü video kaydına olanak sağlayacak.
Microsoft'un Windows Phone işletim sistemi üzerindeki çeşitli yazılım sınırlamalarından dolayı 4.5 inç büyüklüğünde bir ekran ile gelmesi beklenen Lumia EOS, Xeon flash ve otomatik açılır kapanır bir lens kapağına da sahip olacak.
SUYA DÜŞEN CEP TELEFONU NASIL KURTARILIR?
Sıvı teması cep telefonlarının kullanım ömrünü sonlandıran problemlerin başında geliyor. Eğer anında doğru müdahale ile zararı en aza indirmezseniz telefonunuz teknoloji çöplüğünü boyluyor.
En önemli kısım telefon sıvıya maruz kaldığı anda elektrik bağlantısını yani pilini çıkarmak. Böylece kısa devre sonucu telefon içinde oluşabilecek diğer hasarları da önlemiş olacaksanız. Tehlikeli bir alana gelebilecek tek bir damla sıvı bile telefonun kullanım ömrünü sona erdirir.
Burada sıvıları da sınıflandırmak ve sıvıya göre tarif vermek gerekiyor.

TATLI SU TEMASI
İlk olarak cihazın pilini çıkarın... Kısa devre yapmasını önleyin... Daha sonra SIM kartı yuvadan çıkarın. Cep telefonunuzu kaybetseniz dahi SIM kartlar çalışmaya devam ediyor.
Pil ve SIM kartı çıkardıktan sonra cihazı kuru bir bezle hızlı bir şekilde kurulayın.
Cihaz içindeki nem doğal bir şekilde buharlaştığı taktirde telefonun kurtulma ihtimali daha fazla... Bunu yapmanın en iyi yolu ise bir elektrik süpürgesi ile içine, ortamdaki havanın üflenmesi ya da çekiş özelliği olan bir elektrik süpürgesi ile içerideki havanın dışarı çıkarılması.
Kurulandığı halde içinde hala nem olan cep telefonlarını tamamen kurutmanın en iyi yolu ise pirinç taneleri ile dolu bir kavanozun ortasına koyup ağzını kapatmak ve en az bir gün bekletmek. Pirinç taneleri ortamdaki nemi hızla emebiliyor.
TUZLU SU TEMASI
Telefonunu denize düşürenlerin, cihazı sudan çıkarıp bu sefer tatlı suya bırakmaları daha sonra oradan da çıkarıp kurulamaları gerekiyor. Çünkü tuzlu su barındırdığı kristallerden dolayı cihazın bazı parçalarına zarar verebiliyor.
SÜT TEMASI
Bu durumda süt içersindeki organik kalıntıların buharlaşma ya da pirinç ile emdirilemeyeceğinden açık bir dezenfetasyon ve arındırma şart. İspirto ya da denature alkol ile boardun ve devre elemanlarının temizlenmesi gerekiyor.
En önemli kısım telefon sıvıya maruz kaldığı anda elektrik bağlantısını yani pilini çıkarmak. Böylece kısa devre sonucu telefon içinde oluşabilecek diğer hasarları da önlemiş olacaksanız. Tehlikeli bir alana gelebilecek tek bir damla sıvı bile telefonun kullanım ömrünü sona erdirir.
Burada sıvıları da sınıflandırmak ve sıvıya göre tarif vermek gerekiyor.
TATLI SU TEMASI
İlk olarak cihazın pilini çıkarın... Kısa devre yapmasını önleyin... Daha sonra SIM kartı yuvadan çıkarın. Cep telefonunuzu kaybetseniz dahi SIM kartlar çalışmaya devam ediyor.
Pil ve SIM kartı çıkardıktan sonra cihazı kuru bir bezle hızlı bir şekilde kurulayın.
Cihaz içindeki nem doğal bir şekilde buharlaştığı taktirde telefonun kurtulma ihtimali daha fazla... Bunu yapmanın en iyi yolu ise bir elektrik süpürgesi ile içine, ortamdaki havanın üflenmesi ya da çekiş özelliği olan bir elektrik süpürgesi ile içerideki havanın dışarı çıkarılması.
Kurulandığı halde içinde hala nem olan cep telefonlarını tamamen kurutmanın en iyi yolu ise pirinç taneleri ile dolu bir kavanozun ortasına koyup ağzını kapatmak ve en az bir gün bekletmek. Pirinç taneleri ortamdaki nemi hızla emebiliyor.
TUZLU SU TEMASI
Telefonunu denize düşürenlerin, cihazı sudan çıkarıp bu sefer tatlı suya bırakmaları daha sonra oradan da çıkarıp kurulamaları gerekiyor. Çünkü tuzlu su barındırdığı kristallerden dolayı cihazın bazı parçalarına zarar verebiliyor.
SÜT TEMASI
Bu durumda süt içersindeki organik kalıntıların buharlaşma ya da pirinç ile emdirilemeyeceğinden açık bir dezenfetasyon ve arındırma şart. İspirto ya da denature alkol ile boardun ve devre elemanlarının temizlenmesi gerekiyor.
GALAXY S4 FİYATI HIZLA DÜŞÜYOR
Samsung'un 27 Nisan'da satışa sunduğu yeni gözdesi Galaxy S4, bir ayı tam doldurmadan 10 milyon satış başarısını aştı. Artan satışlar ise fiyatın hızlı bir şekilde beklnen seviyeye doğru düşmesini sağladı. Ülkemizdeki online satış sitelerinde gün itibariyle 1600 TL'ye S4 alınabiliyor ki bu bir kaç ay önceki S3 fiyatına eşit.
27 Nisan'da Türkiye'de ve dünyada aynı anda satışa sunulan Galaxy S4, ilk bir aylık süreçte 110 ülkede kullanıcılarıyla buluştu. Önümüzdeki ay 45 ülkede daha satışa sunulacak olan Galaxy S4'ün farklı sürümleri ve renk seçenekleri de piyasaya sürülecek.
Su geçirmeyecek olan Galaxy S4 modeli olan Active ile mini modelini Haziran ayında satışa sunması beklenen Samsung, satış rakamlarını daha da artıracak gibi gözüküyor.
Yaz aylarında Galaxy S4 ailesine mavi, pembe, kırmızı ve kahverengi seçeneklerini de ekleyecek olan Samsung, farklı seçeneklerle beraber telefonunu pazarda güncel tutmuş olacak.
27 Nisan'dan bugüne tam 1 aylık bir süreç geçmemiş durumda. Bir aydan daha kısa bir zamanda 10 milyonluk satış rakamını aşan Galaxy S4, en hızlı satan Android olma özelliğini de ele geçirmiş durumda.
27 Nisan'da Türkiye'de ve dünyada aynı anda satışa sunulan Galaxy S4, ilk bir aylık süreçte 110 ülkede kullanıcılarıyla buluştu. Önümüzdeki ay 45 ülkede daha satışa sunulacak olan Galaxy S4'ün farklı sürümleri ve renk seçenekleri de piyasaya sürülecek.
Su geçirmeyecek olan Galaxy S4 modeli olan Active ile mini modelini Haziran ayında satışa sunması beklenen Samsung, satış rakamlarını daha da artıracak gibi gözüküyor.
Yaz aylarında Galaxy S4 ailesine mavi, pembe, kırmızı ve kahverengi seçeneklerini de ekleyecek olan Samsung, farklı seçeneklerle beraber telefonunu pazarda güncel tutmuş olacak.
27 Nisan'dan bugüne tam 1 aylık bir süreç geçmemiş durumda. Bir aydan daha kısa bir zamanda 10 milyonluk satış rakamını aşan Galaxy S4, en hızlı satan Android olma özelliğini de ele geçirmiş durumda.
TOYOTA BU YIL DA EN İYİ
Toyota, 2013 BrandZ™ en değerli 100 küresel marka raporunda tüm otomobil markalarını geride bırakarak bir kez daha "en değerli otomotiv markası" seçildi.

Raporda ilk sırayı alan Toyota'nın marka değeri de yüzde 12 artarak 24,5 milyar dolara yükseldi. Toyota ayrıca otomotiv sektöründe en çok büyüyen markalardan biri olmayı da başardı. Toyota, BrandZ raporunun yayınlanmaya başladığı 2006 yılından bu yana 6. kez birinci sırada yer aldı. Raporda ayrıca, Toyota'nın küresel satışlarının 2012 yılında yüzde 22,6 oranında aratarak 9,75 milyon adete ulaştığı kaydedildi.
Raporda ilk sırayı alan Toyota'nın marka değeri de yüzde 12 artarak 24,5 milyar dolara yükseldi. Toyota ayrıca otomotiv sektöründe en çok büyüyen markalardan biri olmayı da başardı. Toyota, BrandZ raporunun yayınlanmaya başladığı 2006 yılından bu yana 6. kez birinci sırada yer aldı. Raporda ayrıca, Toyota'nın küresel satışlarının 2012 yılında yüzde 22,6 oranında aratarak 9,75 milyon adete ulaştığı kaydedildi.
23 Mayıs 2013 Perşembe
CANDY CRUSH DÜNYAYI KASIP KAVURUYOR
Dokunmatik akıllı telefonu olan hemen herkesin bağımlısı olduğu yeni bir oyun. Hiç oynamamış olsanız bile mutlaka toplu taşıma araçlarında ya da iş yerinizde denk gelmişsinizdir.

Bağımlılık haline gelen bu oyunla günlerinizi hatta gecelerinizi bile Candy Crush Saga oynayarak geçiriyorsanız oyun ile ilgili bir kaç ip ucu ilginizi çekecektir.
Özel şekerler oluşturmak için 4 veya 5 farklı şekeri farklı şekillerde eşleştirmeniz gerekiyor. Böylece patlattığınız şekerlerden daha yüksek puan alacaksınız. Bu şekilleri bir araya getirmeye alıştığınızda bir sonraki seviye için daha hızlı adımlar atmış olacaksınız. Hangi şeklin hangi özel şekerleri oluşturduğunu ezberlerseniz oyun sizler için daha eğlenceli bir hal alacak.
En alt sıradaki şekerleri yok etmek, en üstteki şekerleri yok etmekten daha avantajlı. Çünkü siz en alt sıradaki şekerleri yok ettikçe üstten gelen yeni şekerler art arda yok olacak ve bu da size ekstra hareket imkânı sağlayacak.
Paketlenmiş şeker ve çizgili şeker kombinasyonu ile donut ve çizgili şeker kombinasyonu oyunda daha fazla şeker yok etmeniz için en iyi hamledir. Bu kombinasyonlardan herhangi birini kullandığınızda bölümdeki şekerlerin neredeyse yarısını yok edebilirsiniz.
Bu sayede jöleleri temizlemeye yetişemediğiniz yerlerde boşluklar oluşacak ve bütün jöleleri temizleme imkânına sahip olacaksınız. 181. Seviyede bulunan ve ulaşılması imkansız karelere bu kombinasyonlar yardımı ile ulaşabilirsiniz. Ayrıca, iki adet paketlenmiş şekeri yan yana denk getirirseniz ve ikisinin yerini değiştirirseniz 6x4 alan gibi büyük bir alanı temizlemiş olursunuz.
Şeritlere dikkat edin.
Şekerler, son şeker hareket ettikçe bir önceki formatı tamamlamak için aynı yönde sıralanmıştır. Eğer bir şekeri yatay olarak taşırsanız, o şeker yatak bir şerit yaratacaktır. Bu da şekerlerin yatay olarak yok olmasını sağlayacaktır.

Bağımlılık haline gelen bu oyunla günlerinizi hatta gecelerinizi bile Candy Crush Saga oynayarak geçiriyorsanız oyun ile ilgili bir kaç ip ucu ilginizi çekecektir.
Özel şekerler oluşturmak için 4 veya 5 farklı şekeri farklı şekillerde eşleştirmeniz gerekiyor. Böylece patlattığınız şekerlerden daha yüksek puan alacaksınız. Bu şekilleri bir araya getirmeye alıştığınızda bir sonraki seviye için daha hızlı adımlar atmış olacaksınız. Hangi şeklin hangi özel şekerleri oluşturduğunu ezberlerseniz oyun sizler için daha eğlenceli bir hal alacak.
En alt sıradaki şekerleri yok etmek, en üstteki şekerleri yok etmekten daha avantajlı. Çünkü siz en alt sıradaki şekerleri yok ettikçe üstten gelen yeni şekerler art arda yok olacak ve bu da size ekstra hareket imkânı sağlayacak.
Paketlenmiş şeker ve çizgili şeker kombinasyonu ile donut ve çizgili şeker kombinasyonu oyunda daha fazla şeker yok etmeniz için en iyi hamledir. Bu kombinasyonlardan herhangi birini kullandığınızda bölümdeki şekerlerin neredeyse yarısını yok edebilirsiniz.
Bu sayede jöleleri temizlemeye yetişemediğiniz yerlerde boşluklar oluşacak ve bütün jöleleri temizleme imkânına sahip olacaksınız. 181. Seviyede bulunan ve ulaşılması imkansız karelere bu kombinasyonlar yardımı ile ulaşabilirsiniz. Ayrıca, iki adet paketlenmiş şekeri yan yana denk getirirseniz ve ikisinin yerini değiştirirseniz 6x4 alan gibi büyük bir alanı temizlemiş olursunuz.
Şeritlere dikkat edin.
Şekerler, son şeker hareket ettikçe bir önceki formatı tamamlamak için aynı yönde sıralanmıştır. Eğer bir şekeri yatay olarak taşırsanız, o şeker yatak bir şerit yaratacaktır. Bu da şekerlerin yatay olarak yok olmasını sağlayacaktır.
KORKU HİKAYELERİ, Jİ-WON KİM'İ DE KORKUTTU
17 Mayıs’ta Türkiye sinemalarında vizyona giren Güney Kore’de izlenme rekorları kıran korku filmi “Korku Hikayeleri” filminin başrol oyuncu 22 yaşındaki Ji-Won Kim film çekimleri sırasında geceleri uyuyamadığını söyledi. Oyuncu 7 ay boyunca psikologdan destek aldı.

Kendi ülkesinde düzenlediği basın toplantısında konuşan “Korku Hikayeleri” filminin başrollerinden 22 yaşındaki kadın oyuncu Ji-Won Kim film çekimlerinin 1 yıl sürdüğünü, rolü için sürekli korku ve korkutmayla ilgili özel dersler aldığını söyledi.
Film çekimleri devam ettiği süre içinde set sonra akşamları evine gittiğinde uyuymadığını ve rolünün etkisinde çok kaldığını belirten oyuncu Wom Kim, “Korku filmi çekmek çok zor bir iş. O psikolojide olmak bile insanı korkutuyor. Film çekimleri bittikten sonra 7 ay psikologdan destek aldım. Normal hayata adapte olmakta bir hayli zorlandım” dedi.
Filmin konusu: Psikopat bir adam tarafından kaçırılan genç kadın hayatta kalmanın yolunu aramaktadır. Kadın psikopatla birlikte hayatının oyununu oynamaya başlar ve tek yolu korkulu hikayeler anlatmaktır.
Kendi ülkesinde düzenlediği basın toplantısında konuşan “Korku Hikayeleri” filminin başrollerinden 22 yaşındaki kadın oyuncu Ji-Won Kim film çekimlerinin 1 yıl sürdüğünü, rolü için sürekli korku ve korkutmayla ilgili özel dersler aldığını söyledi.
Film çekimleri devam ettiği süre içinde set sonra akşamları evine gittiğinde uyuymadığını ve rolünün etkisinde çok kaldığını belirten oyuncu Wom Kim, “Korku filmi çekmek çok zor bir iş. O psikolojide olmak bile insanı korkutuyor. Film çekimleri bittikten sonra 7 ay psikologdan destek aldım. Normal hayata adapte olmakta bir hayli zorlandım” dedi.
Filmin konusu: Psikopat bir adam tarafından kaçırılan genç kadın hayatta kalmanın yolunu aramaktadır. Kadın psikopatla birlikte hayatının oyununu oynamaya başlar ve tek yolu korkulu hikayeler anlatmaktır.
“ARKADAŞIM MAX” BEYAZPERDEDEN ÖNCE İSTANBUL AKVARYUM’DA
Sezonun iddialı yapımlarından “Arkadaşım Max” isimli sinema filminin ekibi İstanbul Akvaryum’da sevenleriyle buluşacak. Türkiye’nin sevgilisi Max’in özel gösterisinin ardından imza ve söyleşilerle renklenecek etkinlikte tüm ekip dünyanın en büyük tematik akvaryumu İstanbul Akvaryum’u gezecek.

Başrollerini Ani İpekkaya, İnci Türkay, Murat Akkoyunlu, Ataberk Mutlu, Hande Katipoğlu ve Burçin Bildik gibi önemli isimlerin paylaştığı yılın iddialı filmlerinden “Arkadaşım Max” seyirci ile buluşmak için gün sayıyor. Yetenek Sizsiniz programının yıldızı Max‘ın başrolde olduğu filmi tanıtmak için bir araya gelen ekip, 28 Mayıs’ta İstanbul Akvaryum’da 15:00‘te başlayan arası sevenleriyle birlikte olacak. Filmin yönetmeni Murat Şeker ve oyuncularının katılımı ile gerçekleşecek organizasyonda Max patisi ile imza atarken, İnci Türkay, MAX ve sahibi Ali Yeşilırmak, Murat Akkoyunlu, Ataberk Mutlu, Burçin Bildik, Hande Katipoğlu, Miray Daner, Ege Gürel, hayranları ile çok özel söyleşiler gerçekleştirilecek. Akıllı köpek Max, İstanbul Akvaryum’da sergileyeceği çok özel gösterileriyle sevenlerine eğlence dolu unutulmayacak bir gün hediye edecek. Akıllı köpek Max ve oyuncular gösterinin ardından hep birlikte dünyanın en büyük tematik akvaryumu İstanbul Akvaryum’u gezerek, su altı dünyasının akıllı canlılarıyla da tanışacaklar.
Başrollerini Ani İpekkaya, İnci Türkay, Murat Akkoyunlu, Ataberk Mutlu, Hande Katipoğlu ve Burçin Bildik gibi önemli isimlerin paylaştığı yılın iddialı filmlerinden “Arkadaşım Max” seyirci ile buluşmak için gün sayıyor. Yetenek Sizsiniz programının yıldızı Max‘ın başrolde olduğu filmi tanıtmak için bir araya gelen ekip, 28 Mayıs’ta İstanbul Akvaryum’da 15:00‘te başlayan arası sevenleriyle birlikte olacak. Filmin yönetmeni Murat Şeker ve oyuncularının katılımı ile gerçekleşecek organizasyonda Max patisi ile imza atarken, İnci Türkay, MAX ve sahibi Ali Yeşilırmak, Murat Akkoyunlu, Ataberk Mutlu, Burçin Bildik, Hande Katipoğlu, Miray Daner, Ege Gürel, hayranları ile çok özel söyleşiler gerçekleştirilecek. Akıllı köpek Max, İstanbul Akvaryum’da sergileyeceği çok özel gösterileriyle sevenlerine eğlence dolu unutulmayacak bir gün hediye edecek. Akıllı köpek Max ve oyuncular gösterinin ardından hep birlikte dünyanın en büyük tematik akvaryumu İstanbul Akvaryum’u gezerek, su altı dünyasının akıllı canlılarıyla da tanışacaklar.
TUNCEL KURTİZ'DEN EMEK SİNEMASI MESAJI
Türk Sinemasının efsane oyuncusu Tuncel Kurtiz, Emek Sineması'nın aslına uygun yapılacağına inanmadığını söyledi.

İstanbul ve Ankara’nın bir kültür merkezi haline getirilmek istendiğini ancak tam bunun aksine hareket edildiğini savunan Kurtiz, “Sonunda bunu da gördük. Cumhuriyet tarihimizin önemli binalarından bir tanesi daha gitti. Ankara ve İstanbul tarihinin yok edildiğini görüyoruz. Emik Sineması büyük bir acı olarak içimizde kaldı. Acıdır ki; bir şey yapamadık. Günümüzdeki rant adına kültür mirasları yok ediliyor. Aslına uygun yapacaklarını söylemeleri pek inandırıcı gelmiyor. Muhafazakarız diyorlar ancak hani bizim muhafazakarlığımız. ” dedi.
İstanbul ve Ankara’nın bir kültür merkezi haline getirilmek istendiğini ancak tam bunun aksine hareket edildiğini savunan Kurtiz, “Sonunda bunu da gördük. Cumhuriyet tarihimizin önemli binalarından bir tanesi daha gitti. Ankara ve İstanbul tarihinin yok edildiğini görüyoruz. Emik Sineması büyük bir acı olarak içimizde kaldı. Acıdır ki; bir şey yapamadık. Günümüzdeki rant adına kültür mirasları yok ediliyor. Aslına uygun yapacaklarını söylemeleri pek inandırıcı gelmiyor. Muhafazakarız diyorlar ancak hani bizim muhafazakarlığımız. ” dedi.
SOSYAL MEDYADA "EEE KATİL KİM?" FIRTINASI
Türkiye'nin en başarılı internet dizilerinden "Eee Katil Kim?" 4. bölümüyle haftaya damgasını vurdu. Okan Bayülgen, Ceyhun Yılmaz, Serdar Kuzuloğlu ve Twitter fenomenlerinin konuk oyuncu olduğu bölüm sosyal medyada fırtınalar estiriyor.
Yayınlandığı günden itibaren yoğun ilgi gören dizi, internet televizyonculuğunda yeni bir çığır açmış durumda. Bugüne kadar yapılmış en yüksek bütçeli ve en çok ses getiren dizinin yapımcılığını Studio 216, senaristliğini ise Gökhan Tosun yapıyor.
"Eee Katil Kim?" "Büyük Twitter Cinayeti isimli bölümünün etiketi olan #TwitterCinayeti ile Dünya'da TT listesinin ilk sırasında kendine yer buldu ve yarım saate yakın en çok konuşulan konular arasında kaldı. Amerika'nın fenomen dizisi "The Walking Dead"den sonra bunu başaran ilk internet dizisi olan "Eee Katil Kim?"in yeni sezonda televizyona transfer olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Görüşmeler sürerken, hagni kanallarla görüşme halinde olunduğu konusunda henüz bir açıklama yapılmadı.
[youtuber error='Not a YouTube, Vimeo or Google Video URL: https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=aFKhqeQnCk4']
21 Mayıs 2013 Salı
ROCK'N COKE ERKEN BİLETLERİ SATILDI
Rock’n Coke’un sınırlı sayıda satışa çıkan erken fırsat biletleri festivalseverlerin yoğun ilgisi karşısında iki hafta içerisinde tükendi.

6 – 7 – 8 Eylül’de Hezarfen’de gerçekleştirilecek Rock’n Coke’un günlük, kombine ve kamp biletlerinin satışları ise, 360 derece festival ruhunu yakalamak isteyenler için, Biletix ve Rock’n Coke Kampüs Temsilcileri üzerinden devam ediyor.
Türkiye’nin en büyük açık hava müzik festivali Rock’n Coke’un sınırlı sayıda satışa sunulan erken fırsat biletleri, satışa çıktığı günden itibaren yoğun talep görerek, kısa sürede tükendi. Günlük, kombine ve kombine + kamp şeklinde satışı devam eden Rock’n Coke biletleri, Biletix ve Rock’n Coke Kampüs temsilcileri üzerinden satın alınabilir.
6 – 7 – 8 Eylül’de Hezarfen’de gerçekleştirilecek Rock’n Coke’un günlük, kombine ve kamp biletlerinin satışları ise, 360 derece festival ruhunu yakalamak isteyenler için, Biletix ve Rock’n Coke Kampüs Temsilcileri üzerinden devam ediyor.
Türkiye’nin en büyük açık hava müzik festivali Rock’n Coke’un sınırlı sayıda satışa sunulan erken fırsat biletleri, satışa çıktığı günden itibaren yoğun talep görerek, kısa sürede tükendi. Günlük, kombine ve kombine + kamp şeklinde satışı devam eden Rock’n Coke biletleri, Biletix ve Rock’n Coke Kampüs temsilcileri üzerinden satın alınabilir.
RENAULT CAPTURE'UN FİYATI NE KADAR?
RENAULT'nun Nissan ile olan ortaklığı ses getiren Nissan modellerinin Renault'ya uyarlanması ile sonuçlanıyor. Bir SUV’un şık görünümü ve yüksek sürüş pozisyonu, Bir MPV’nin modüler ve ferah iç alanı, Kompakt bir hatchback aracın manevra kabiliyeti ve sürüş keyfi olark tanımlanan Capture aslında bir Nissan Juke platformu üzerinde duruyor.
Araç duyrulduğu andan itibaren Türkiye fiyatı merak konusuydu. Ve açıklanan fiyatlar neredeyse Clio seviyesinde olunca tüketicinin yüzü güldü.

Clio’nun yenilenmesinin ardından, Renault'un yeni yüzü olan Clio'yu tüm modellerde görüyoruz. Captur'da "Yüz"den fazlası var.
Laurens Van den Acker öncülüğünde Renault’nun tasarım atılımındaki bir sonraki adım tüm tasarımların Clio'ya eşitlenmesi.
“Renault Captur agresiflikten uzak, pratik ve kompakt bir crossover. Captur, Renault markasının tüm genlerini taşıyan yaşanacak bir crossover…” Benoît Bochard, Direktör, A/B-Segmenti Ürünleri
Renault Captur, dışarıdan bakıldığında tam bir crossover. Aslında bu söylemle bile ucuz kuzeni SAndero Stepway'e ne kadar benzediğini ortaya koyuyor.
Renault Captur’ün, akıcı ve dengeli hatları, iddialı ancak hiç de kibirli olmayan kişiliğini ortaya koyuyor. Güç ve statü göstergesi tasarımı aynı isimli konsept araçtan ilham alıyor. Renault’nun yeni crossover aracının hatları mütevazı ancak dik eğimiyle öne doğru çıkan ön cam, aracın dinamik duruşunu vurguluyor.
Kompakt hacmi, artırılmış yerden yüksekliği, geniş tekerlekleri ve yan koruma çıtaları ile her türlü günlük yol koşuluna uyum sağlayacak.
Renault Captur kişiselleştirme özelliğine de sahip. Orijinal iki tonlu renk seçenekleri ile tavan ve sütunlar karoserinin geri kalanından ayrışıyor.

Kompakt hacmine (4m12) karşın, Renault Captur, ileri alınmış ve uzatılmış ön camı ve geniş kabini ile cömert bir yaşam alanı sunuyor.
Özel ve renkli iç mekan, samimiyet, sıcaklık ve huzuru ifade ediyor. Çeşitli renk ve motif seçeneklerini temel alan iç kişiselleştirme uygulamaları fark yaratıyor.
Renault Captur, yüksek bir sürüş pozisyonu, geniş bagaj, modüler içyapı ve yenilikçi saklama gözleri gibi bir MPV’den beklenen koşullara ve konfor düzenlemelerine de sahip.
Renault Captur ilk donanım seviyesinden itibaren eller serbest Renault Card sistemi, yokuşta kalkış destek sistemi, ve arka park sensörleri dahil bir üst segmentin ekipman özelliklerine sahip olacak.
Renault Captur, sürüş keyfi açısından B segmentinin referanslarından olan Yeni Clio ile aynı platformda tasarlandı. Yol tutuşundan motor gücüne ve manevra kabiliyetine kadar en iyi düzeyde dinamik değerler sunuyor.
Captur’de bulunan benzinli ve dizel motor seçenekleri Renault’nun en son teknolojisinden faydalanarak sınıfının en düşük yakıt tüketimini ve CO2 emisyonunu (96g/km) sunuyor.
Renault Captur Renault’nun İspanya’nın Valladolid kentindeki tesislerinde üretilecek ve Mart ayındaki Cenevre Otomobil Fuarı’nda tanıtılacak.
Araç duyrulduğu andan itibaren Türkiye fiyatı merak konusuydu. Ve açıklanan fiyatlar neredeyse Clio seviyesinde olunca tüketicinin yüzü güldü.
Araçlar | 2013 Model Yılı Tavsiye Edilen Finansman Kampanyalı Anahtar Teslim Fiyatı |
Captur Touch Turbo 90 bg Stop & Start | 47.990 TL |
Captur Touch 1.2 Turbo EDC 120 bg | 52.490 TL |
Captur Touch 1.5 dCi 90 bg Stop & Start | 52.990 TL |
Captur Icon Turbo 90 bg Stop & Start | 53.490 TL |
Captur Icon 1.2 Turbo EDC 120 bg | 55.990 TL |
Captur Icon 1.5 dCi 90 bg Stop & Start | 57.490 TL |
Clio’nun yenilenmesinin ardından, Renault'un yeni yüzü olan Clio'yu tüm modellerde görüyoruz. Captur'da "Yüz"den fazlası var.
Laurens Van den Acker öncülüğünde Renault’nun tasarım atılımındaki bir sonraki adım tüm tasarımların Clio'ya eşitlenmesi.
“Renault Captur agresiflikten uzak, pratik ve kompakt bir crossover. Captur, Renault markasının tüm genlerini taşıyan yaşanacak bir crossover…” Benoît Bochard, Direktör, A/B-Segmenti Ürünleri
Renault Captur, dışarıdan bakıldığında tam bir crossover. Aslında bu söylemle bile ucuz kuzeni SAndero Stepway'e ne kadar benzediğini ortaya koyuyor.
Renault Captur’ün, akıcı ve dengeli hatları, iddialı ancak hiç de kibirli olmayan kişiliğini ortaya koyuyor. Güç ve statü göstergesi tasarımı aynı isimli konsept araçtan ilham alıyor. Renault’nun yeni crossover aracının hatları mütevazı ancak dik eğimiyle öne doğru çıkan ön cam, aracın dinamik duruşunu vurguluyor.
Kompakt hacmi, artırılmış yerden yüksekliği, geniş tekerlekleri ve yan koruma çıtaları ile her türlü günlük yol koşuluna uyum sağlayacak.
Renault Captur kişiselleştirme özelliğine de sahip. Orijinal iki tonlu renk seçenekleri ile tavan ve sütunlar karoserinin geri kalanından ayrışıyor.
Kompakt hacmine (4m12) karşın, Renault Captur, ileri alınmış ve uzatılmış ön camı ve geniş kabini ile cömert bir yaşam alanı sunuyor.
Özel ve renkli iç mekan, samimiyet, sıcaklık ve huzuru ifade ediyor. Çeşitli renk ve motif seçeneklerini temel alan iç kişiselleştirme uygulamaları fark yaratıyor.
Renault Captur, yüksek bir sürüş pozisyonu, geniş bagaj, modüler içyapı ve yenilikçi saklama gözleri gibi bir MPV’den beklenen koşullara ve konfor düzenlemelerine de sahip.
Renault Captur ilk donanım seviyesinden itibaren eller serbest Renault Card sistemi, yokuşta kalkış destek sistemi, ve arka park sensörleri dahil bir üst segmentin ekipman özelliklerine sahip olacak.
Renault Captur, sürüş keyfi açısından B segmentinin referanslarından olan Yeni Clio ile aynı platformda tasarlandı. Yol tutuşundan motor gücüne ve manevra kabiliyetine kadar en iyi düzeyde dinamik değerler sunuyor.
Captur’de bulunan benzinli ve dizel motor seçenekleri Renault’nun en son teknolojisinden faydalanarak sınıfının en düşük yakıt tüketimini ve CO2 emisyonunu (96g/km) sunuyor.
Renault Captur Renault’nun İspanya’nın Valladolid kentindeki tesislerinde üretilecek ve Mart ayındaki Cenevre Otomobil Fuarı’nda tanıtılacak.
19 Mayıs 2013 Pazar
JOE SATRIANI İSTANBUL'U YIKTI, GEÇTİ
Tüm zamanların en büyük gitar virtüözlerinden biri olan Joe Satriani 2013 yılı Dünya Turnesi kapsamında 18 Mayıs akşamı Kod Müzik Organizasyonuyla KüçükÇiftlik Park’ta Türk hayranlarıyla buluştu.

Büyük usta 6 yıl sonra Bryan Beller, Mike Keneally, Marco Minnemann’dan oluşan yeni grubuyla 18 Mayıs’ta KüçükÇiftlik Park’ı binlerce hayranına unutulmaz bir gece yaşattı. Satriani'den önce sahneyi Cem Köksal & Joe Lynn Turner ısındırdı.
Büyük usta 6 yıl sonra Bryan Beller, Mike Keneally, Marco Minnemann’dan oluşan yeni grubuyla 18 Mayıs’ta KüçükÇiftlik Park’ı binlerce hayranına unutulmaz bir gece yaşattı. Satriani'den önce sahneyi Cem Köksal & Joe Lynn Turner ısındırdı.
'RISOTTO'NUN İÇİNE ŞARAP KOYDU DİYE AŞÇI KOVAN VAR!'
Yazar Ayşe Kulin, hem edebiyat hem din hakkında konuştuğu Hürriyet röportajında hayatına dair ilginç anıları da paylaştı

Ayşe Kulin, Müslümanlığı ailesinden öğrendiğini ve çok dindar olduklarını söyledi ve örnekler vererek bu durumu anlattı. Kulin, "Evimizde et pişerdi. Yoksul komşumuza etin kokusu gitmiştir diye düşünür ama onları gücendirmemenin bir yolunu arardık. Gerek olmadığı halde bahçelerindeki ağaçtan bir erik ister, karşılığında onların tabağını etle doldurup yollardık. Gücendirip gönül kırmazdık. En büyük günah kibir. Risotto’nun içine bir parça şarap kondu diye aşçı kovduranlar var. Bir kere cahiller, alkol piştiğinde uçar. İki kişiyi kovdurtmanın günahı sana yeter" dedi.
Ayşe Kulin, Müslümanlığı ailesinden öğrendiğini ve çok dindar olduklarını söyledi ve örnekler vererek bu durumu anlattı. Kulin, "Evimizde et pişerdi. Yoksul komşumuza etin kokusu gitmiştir diye düşünür ama onları gücendirmemenin bir yolunu arardık. Gerek olmadığı halde bahçelerindeki ağaçtan bir erik ister, karşılığında onların tabağını etle doldurup yollardık. Gücendirip gönül kırmazdık. En büyük günah kibir. Risotto’nun içine bir parça şarap kondu diye aşçı kovduranlar var. Bir kere cahiller, alkol piştiğinde uçar. İki kişiyi kovdurtmanın günahı sana yeter" dedi.
YILMAZ BÜYÜKERŞEN BALMUMU HEYKELLER MÜZESİ AÇILDI
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’e kazandırdığı “Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi” açıldı!

Dünyanın pek çok ülkesinde bulunan Madame Tussauds Müzesi’nin Türkiye’deki ilk örneği olan müzenin açılış töreni; 18 Mayıs 2013, Cumartesi günü, müzede heykelleri bulunan Orhan Gencebay, Haldun Dormen, Göksel Kortay, Göksel Arsoy, Nevra Serezli, Rutkay Aziz, Tarık Akan, Emin Çölaşan gibi çok sayıda sanatçı, gazeteci ve yazarın katılımıyla renklendi.

Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi’nde; Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in tamamını kendisinin yaparak Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne bağışladığı, tarihi karakterler ile yerli ve yabancı 160 ünlü ismin heykeli yer alıyor.
Dünyanın pek çok ülkesinde bulunan Madame Tussauds Müzesi’nin Türkiye’deki ilk örneği olan müzenin açılış töreni; 18 Mayıs 2013, Cumartesi günü, müzede heykelleri bulunan Orhan Gencebay, Haldun Dormen, Göksel Kortay, Göksel Arsoy, Nevra Serezli, Rutkay Aziz, Tarık Akan, Emin Çölaşan gibi çok sayıda sanatçı, gazeteci ve yazarın katılımıyla renklendi.
Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi’nde; Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in tamamını kendisinin yaparak Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne bağışladığı, tarihi karakterler ile yerli ve yabancı 160 ünlü ismin heykeli yer alıyor.
18 Mayıs 2013 Cumartesi
APPLE STORE'DAN İNDİRİLEN UYGULAMA SAYISI 50 MİLYARI GEÇTİ
Apple, mobil dünyanın en büyük iki uygulama platformundan biri olan AppStore'da 50 milyarı gördü.

ABD'li teknoloji devi, dün yaptığı açıklamada iPod, iPad ve iPhone'lara indirilen mobil uygulama sayısının 50 milyarı geçtiğini belirtti.Ohio eyaletinde yaşayan Brandon Ashmore adlı Apple kullanıcısı, 50 milyarıncı uygulamayı indirerek 10 bin dolar ödül kazandı.
Apple'ın açıkladığı rakamlara göre, küresel alanda Apple kullanıcıları saniyede 800 uygulama indiriyor. Her ay indirilen uygulama sayısı ise 2 milyar.
AppStore'da indirilen uygulama sayısı, Mart 2012'de 25 milyara ulaşmıştı. 25 milyarıncı uygulamayı, Çin'in Qindao kentinde yaşayan bir kullanıcı indirmiş, 'Where's My Water' adlı uygulama sayesinde 10 bin dolarla ödüllendirilmişti.
ABD'li teknoloji devi, dün yaptığı açıklamada iPod, iPad ve iPhone'lara indirilen mobil uygulama sayısının 50 milyarı geçtiğini belirtti.Ohio eyaletinde yaşayan Brandon Ashmore adlı Apple kullanıcısı, 50 milyarıncı uygulamayı indirerek 10 bin dolar ödül kazandı.
Apple'ın açıkladığı rakamlara göre, küresel alanda Apple kullanıcıları saniyede 800 uygulama indiriyor. Her ay indirilen uygulama sayısı ise 2 milyar.
AppStore'da indirilen uygulama sayısı, Mart 2012'de 25 milyara ulaşmıştı. 25 milyarıncı uygulamayı, Çin'in Qindao kentinde yaşayan bir kullanıcı indirmiş, 'Where's My Water' adlı uygulama sayesinde 10 bin dolarla ödüllendirilmişti.
17 Mayıs 2013 Cuma
VODAFONE İSTANBUL CALLING AÇILIŞ GRUPLARI BELLİ OLDU
Önümüzdeki dört ay boyunca şehrin her bir tarafını müzikle donatacak olan Vodafone Istanbul Calling, dünyaca ünlü isimlerle yerel müzik sahnesinin öne çıkan gruplarını bir arada ağırlayacak.

Şehrin sembolikleşmiş mekanlarında gerçekleşecek konserlerin açılışında, izleyiciyi yine müzikle karşılayacak olan Vodafone Istanbul Calling boyunca kapılar açıldığında sahnede sizleri kimlerin bekliyor olacağını biliyor musunuz?
TIESTO
7 HAZİRAN
KAPI AÇILIŞI: 17.00
FUCHS & CERVUS
7 Haziran günü Tiesto konserinin açılış performansı olarak Türkiye'nin elektronik müzik ve rap alanlarında yetiştirdiği en yetenekli isimlerden ikisi karşı karşıya geliyor. Türkiye'de ve yurtdışında birçok festivalde sahne almış olan Fuchs ve Cervus, BJK İnönü Stadyumu'nu dolduran binlerce kişilik kalabalığı Tiesto konserine hazırlayacak. Özellikle hip hop ve R&B türünde işleriyle tanıdığımız Fuchs ve drum & bass, techno, leftfield gibi janrları tek potada eriten Cervus'un kapışması gerçekten büyük sürprizlere gebe!
ZAZ
15 HAZİRAN
PARKORMAN
KAPI AÇILIŞI: 16.00
FOURINTHEPOCKET
İstanbul'daki hemen hemen her konser salonunda sergiledikleri enerjik ve eğlenceli performanslarıyla kendilerine hatırı sayılır bir hayran kitlesi edinen Fourinthepocket, 15 Haziran'da Zaz konserinden önce Parkorman'da sahne alacak. Fourinthepocket konserleri, soul, funk, R&B türlerinde yaptıkları harika cover'larla ve gerçekten kusursuz canlı performanslarıyla baştan sona bir parti edasında geçiyor. Grubun cover'ladığı isimler arasında Michael Jackson, Outkast, Erykah Badu gibi isimler yer alıyor!
INDIE PARK
23 HAZİRAN
PARKORMAN
KAPI AÇILIŞI: 16.00
SAPAN
“Indie Park” gününün açılış son yılların en dikkat çekici gruplarından Sapan ile gerçekleşecek. 2011 tarihli ilk EP'leri “Gökyüzünde Yeryüzü”nün ardından tamamı İngilizce şarkılardan oluşan “Tundra” adlı EP'lerini bu yıl yayınlayan grup, akıcı ve dinlemesi keyifli şarkılarıyla tanınıyor. Sapan, bu zamana kadar Türkiye'den çıkan gruplar arasında indie tınısına ve şarkı formlarına en yakın işi yapıyor, ama bir yandan da kendine has nüansları da şarkılarına eklemeyi ihmal etmiyor. Son yıllarda birçok yarışmada da derece elde etmiş grubun canlı performansı Indie Park'ın belki de gizli favorilerinden biri!
DANCE DAY
29 HAZİRAN
BJK İNÖNÜ STADYUMU
KAPI AÇILIŞI: 16.00
MABBAS VS STYLE-IST
Günün adı “Dance Day” ve şehir de İstanbul olunca akla gelebilecek belki de ilk iki isim açılış performansında bir araya geliyor. Bugüne kadar çaldıkları her etkinlik ve gecede dinleyicilerine dans pistinin hakkının nasıl verileceğini gösteren Mabbas ve Style-ist bu kez müthiş bir dans partisinin açılışını yapıyor olacak. Prodigy, Basement Jaxx ve Jaguar Skills'ten önce yerinizde duramayacağınız bir setle karşılaşmaya şimdiden hazır olun!
ALTERNATIVE PARK
30 HAZİRAN
PARKORMAN
KAPI AÇILIŞI: 16.00
SECOND
İstanbul'un yer altı sahnesinde pişip kendine ait bir yer kazanmayı başarmış gruplardan biri Second... Albüm yayınlama ya da kitlelere ulaşma kaygısı gütmeden sevdiği müziği yapmaya 10 yılı aşkın süredir devam eden Second'ın punk'ı büyük bir bütünlük ve dinamizm içeriyor. Dört nala davullar ve yer yer isyankar yer yer kızgın vokalleriyle Second'ın performansıyla “Alternative Park” günü tam gaz bir şekilde başlayacak!
URBAN & HIP-HOP DAY
7 TEMMUZ
İNÖNÜ STADYUMU
14.00
CEZA
Türkçe sözlü rap müziği kitlelere tanıtan Ceza, türün yerel müzik sahnesindeki en büyük temsilicilerinden biri olarak, Vodafone Istanbul Calling kapsamındaki “Urban and Hip Hop Day”in açılışını üstlenecek. Küçük yaştan beri müzikle haşır neşir olan Ceza, 2000 yılında “Meclis-i Ala İstanbul” adlı ilk albümünü yayınlamış, o süreden bu yana Sezen Aksu, Candan Erçetin gibi isimlerle birlikte yaptığı parçalarla iyice bilinen bir isim haline gelmişti Fatih Akın’ın “Crossing the Bridge” filminde de performans sergileyen Ceza, rap müziğin Türkiye’de yaygınlaşmasında önemli bir rol üstleniyor.
THE XX
7 AĞUSTOS
PARKORMAN
18.00
ON YOUR HORIZON
Parlak gitar tonları, çellonun büyüleyici tınısı ve bolca nostaljiyle On Your Horizon bir astral seyahat grubudur. 2009 yılında tek kişilik bir proje olarak Eskişehir'de temelleri atılan ve 2010 yılı mart ayında grup formuna kavuşan OYH'nin yaşam alanı doğrudan sahnelerdir. Grubun müziği post-rock ekseninde deneysel ögelerle bezeli farklı bir tavır sunmaktadır. 2010 şubat'ında yayınlanan "Home" adlı DIY albümünü yurtiçinden ve yurtdışından pek çok dinleyicisine ücretsiz olarak ulaştıran On Your Horizon, geçtiğimiz yıllarda 15. Roxy Müzik Günleri'nde 3.lük ödülü almıştır. Grup, The XX konseri öncesi gecenin açılışını üstlenecek.
Şehrin sembolikleşmiş mekanlarında gerçekleşecek konserlerin açılışında, izleyiciyi yine müzikle karşılayacak olan Vodafone Istanbul Calling boyunca kapılar açıldığında sahnede sizleri kimlerin bekliyor olacağını biliyor musunuz?
TIESTO
7 HAZİRAN
KAPI AÇILIŞI: 17.00
FUCHS & CERVUS
7 Haziran günü Tiesto konserinin açılış performansı olarak Türkiye'nin elektronik müzik ve rap alanlarında yetiştirdiği en yetenekli isimlerden ikisi karşı karşıya geliyor. Türkiye'de ve yurtdışında birçok festivalde sahne almış olan Fuchs ve Cervus, BJK İnönü Stadyumu'nu dolduran binlerce kişilik kalabalığı Tiesto konserine hazırlayacak. Özellikle hip hop ve R&B türünde işleriyle tanıdığımız Fuchs ve drum & bass, techno, leftfield gibi janrları tek potada eriten Cervus'un kapışması gerçekten büyük sürprizlere gebe!
ZAZ
15 HAZİRAN
PARKORMAN
KAPI AÇILIŞI: 16.00
FOURINTHEPOCKET
İstanbul'daki hemen hemen her konser salonunda sergiledikleri enerjik ve eğlenceli performanslarıyla kendilerine hatırı sayılır bir hayran kitlesi edinen Fourinthepocket, 15 Haziran'da Zaz konserinden önce Parkorman'da sahne alacak. Fourinthepocket konserleri, soul, funk, R&B türlerinde yaptıkları harika cover'larla ve gerçekten kusursuz canlı performanslarıyla baştan sona bir parti edasında geçiyor. Grubun cover'ladığı isimler arasında Michael Jackson, Outkast, Erykah Badu gibi isimler yer alıyor!
INDIE PARK
23 HAZİRAN
PARKORMAN
KAPI AÇILIŞI: 16.00
SAPAN
“Indie Park” gününün açılış son yılların en dikkat çekici gruplarından Sapan ile gerçekleşecek. 2011 tarihli ilk EP'leri “Gökyüzünde Yeryüzü”nün ardından tamamı İngilizce şarkılardan oluşan “Tundra” adlı EP'lerini bu yıl yayınlayan grup, akıcı ve dinlemesi keyifli şarkılarıyla tanınıyor. Sapan, bu zamana kadar Türkiye'den çıkan gruplar arasında indie tınısına ve şarkı formlarına en yakın işi yapıyor, ama bir yandan da kendine has nüansları da şarkılarına eklemeyi ihmal etmiyor. Son yıllarda birçok yarışmada da derece elde etmiş grubun canlı performansı Indie Park'ın belki de gizli favorilerinden biri!
DANCE DAY
29 HAZİRAN
BJK İNÖNÜ STADYUMU
KAPI AÇILIŞI: 16.00
MABBAS VS STYLE-IST
Günün adı “Dance Day” ve şehir de İstanbul olunca akla gelebilecek belki de ilk iki isim açılış performansında bir araya geliyor. Bugüne kadar çaldıkları her etkinlik ve gecede dinleyicilerine dans pistinin hakkının nasıl verileceğini gösteren Mabbas ve Style-ist bu kez müthiş bir dans partisinin açılışını yapıyor olacak. Prodigy, Basement Jaxx ve Jaguar Skills'ten önce yerinizde duramayacağınız bir setle karşılaşmaya şimdiden hazır olun!
ALTERNATIVE PARK
30 HAZİRAN
PARKORMAN
KAPI AÇILIŞI: 16.00
SECOND
İstanbul'un yer altı sahnesinde pişip kendine ait bir yer kazanmayı başarmış gruplardan biri Second... Albüm yayınlama ya da kitlelere ulaşma kaygısı gütmeden sevdiği müziği yapmaya 10 yılı aşkın süredir devam eden Second'ın punk'ı büyük bir bütünlük ve dinamizm içeriyor. Dört nala davullar ve yer yer isyankar yer yer kızgın vokalleriyle Second'ın performansıyla “Alternative Park” günü tam gaz bir şekilde başlayacak!
URBAN & HIP-HOP DAY
7 TEMMUZ
İNÖNÜ STADYUMU
14.00
CEZA
Türkçe sözlü rap müziği kitlelere tanıtan Ceza, türün yerel müzik sahnesindeki en büyük temsilicilerinden biri olarak, Vodafone Istanbul Calling kapsamındaki “Urban and Hip Hop Day”in açılışını üstlenecek. Küçük yaştan beri müzikle haşır neşir olan Ceza, 2000 yılında “Meclis-i Ala İstanbul” adlı ilk albümünü yayınlamış, o süreden bu yana Sezen Aksu, Candan Erçetin gibi isimlerle birlikte yaptığı parçalarla iyice bilinen bir isim haline gelmişti Fatih Akın’ın “Crossing the Bridge” filminde de performans sergileyen Ceza, rap müziğin Türkiye’de yaygınlaşmasında önemli bir rol üstleniyor.
THE XX
7 AĞUSTOS
PARKORMAN
18.00
ON YOUR HORIZON
Parlak gitar tonları, çellonun büyüleyici tınısı ve bolca nostaljiyle On Your Horizon bir astral seyahat grubudur. 2009 yılında tek kişilik bir proje olarak Eskişehir'de temelleri atılan ve 2010 yılı mart ayında grup formuna kavuşan OYH'nin yaşam alanı doğrudan sahnelerdir. Grubun müziği post-rock ekseninde deneysel ögelerle bezeli farklı bir tavır sunmaktadır. 2010 şubat'ında yayınlanan "Home" adlı DIY albümünü yurtiçinden ve yurtdışından pek çok dinleyicisine ücretsiz olarak ulaştıran On Your Horizon, geçtiğimiz yıllarda 15. Roxy Müzik Günleri'nde 3.lük ödülü almıştır. Grup, The XX konseri öncesi gecenin açılışını üstlenecek.
NOKIA LUMIA SERİSİNE SINIF ATLATTI; LUMIA 925
Tüm çabası S4, İphone ya da Xperia Z gibi bir top model yaratmak olan Nokia bu amacına bu kez ulaşmış gibi. Aslında Nokia N8'den beri çok meşhur olan bir telefon üretemeyen Finlandiyalı üretici 920'nin özelliklerini geliştirip biraz da incelterek kendisini yeniden beğeniye sunuyor.
Nokia, Windows Phone 8 işletim sistemiyle çalışan yeni telefonu Lumia 925’i tanıttı. Bir önceki modeller Lumia 920 ve 928’in fonksiyonlarını barındıran 925, tüketicilerin dikkatini çekecek ek özellikler de bulunduruyor. Telefonun bazı kısımları, alüminyum yerine polikarbonat içeriyor. Nokia, yeni tasarım ve materyalle daha ince ve pürüzsüz bir telefon sunuyor. Cihazın arka panelini kaplayan polikarbonat, siyah, beyaz ve gri renk seçenekleriyle sunulacak. Cihazın öne çıkan özelliklerinden biri, kablosuz şarj özelliğini arkasına yerleştirilen ince bir şarj kılıfıyla yapması. Şarj kılıfını bile renklendiren Nokia, aksesuarı beyaz, sarı, siyah ve kırmızı renklerde sunacak.

11,4 cm (4,5 inç) ALOLED WXGA ekrana ve 1280x768 çözünürlüğe sahip olan Lumia 925, Gorilla Glass 2 ekran koruyucu teknolojiye sahip. Yansımaları önleyerek görüntü netliği sağlayan ClearBlack özelliği bulunan Lumia 925, aynı zamanda eldivenle bile rahatlıkla kullanabileceğiniz süper hassas dokunmatik ekrana sahip.
Arka panelinde 8.7, ön panelinde ise 1.2 megapiksel kamera bulunan Lumia 925, kendinizi daha rahat fotoğraflayabilmeniz için geniş açılı lense sahip.
Nokia, Windows Phone 8 işletim sistemiyle çalışan yeni telefonu Lumia 925’i tanıttı. Bir önceki modeller Lumia 920 ve 928’in fonksiyonlarını barındıran 925, tüketicilerin dikkatini çekecek ek özellikler de bulunduruyor. Telefonun bazı kısımları, alüminyum yerine polikarbonat içeriyor. Nokia, yeni tasarım ve materyalle daha ince ve pürüzsüz bir telefon sunuyor. Cihazın arka panelini kaplayan polikarbonat, siyah, beyaz ve gri renk seçenekleriyle sunulacak. Cihazın öne çıkan özelliklerinden biri, kablosuz şarj özelliğini arkasına yerleştirilen ince bir şarj kılıfıyla yapması. Şarj kılıfını bile renklendiren Nokia, aksesuarı beyaz, sarı, siyah ve kırmızı renklerde sunacak.
11,4 cm (4,5 inç) ALOLED WXGA ekrana ve 1280x768 çözünürlüğe sahip olan Lumia 925, Gorilla Glass 2 ekran koruyucu teknolojiye sahip. Yansımaları önleyerek görüntü netliği sağlayan ClearBlack özelliği bulunan Lumia 925, aynı zamanda eldivenle bile rahatlıkla kullanabileceğiniz süper hassas dokunmatik ekrana sahip.
Arka panelinde 8.7, ön panelinde ise 1.2 megapiksel kamera bulunan Lumia 925, kendinizi daha rahat fotoğraflayabilmeniz için geniş açılı lense sahip.
16 Mayıs 2013 Perşembe
MUSTAFA ALABORA, YILMAZ GÜNEY OLDU
Nebil Özgentürk’le Sanatımızın Hatıra Defteri projesinde yer alan usta oyuncu Mustafa Alabora eski dostu Yılmaz Güney’i canlandırırken çok duygulandı

Plastik makyaj, takma bıyık ve saçla, Yılmaz Güney’e son derece benzer görüntüye sahip hale gelen Alabora, ”İnsan bir tuhaf oluyor.. 1970’li yıllarda güzel bir ülke kurma düşleriyle sıkça yan yana geliyorduk. Araya mahpusluklar, sürgünler ve tabii ki ölüm girdi. 40 yıl sonra gökyüzüne O’na selam göndermek gibi oldu” diye heyecanını anlattı.
Nebil Özgentürk’le Sanatımızın Hatıra Defteri’nin 17 Mayıs, Cuma akşamı 21.45’te CNNTÜRK’te yayınlanacak bölümünde Yılmaz Güney’i usta oyuncu Mustafa Alabora canlandırıyor. Başladığı haftadan itibaren pek çok sanat hatırasının ve olayının anlatıldığı , 214 oyuncunun makyajla yaşamını yitirmiş sanatçılara benzetildiği Sanatımızın Hatıra Defteri bu bölümünde Yılmaz Güney anlatılıyor.Bölümde, Yılmaz Güney’in ölümünün ardından annesi Güllü Pütün’e üzülmesin diye ölümünün haber verilmemesinin anlatıldığı, annesiyle ilgili bir hatıra gibi bir çok ilginç hikaye yer alıyor.
Plastik makyaj, takma bıyık ve saçla, Yılmaz Güney’e son derece benzer görüntüye sahip hale gelen Alabora, ”İnsan bir tuhaf oluyor.. 1970’li yıllarda güzel bir ülke kurma düşleriyle sıkça yan yana geliyorduk. Araya mahpusluklar, sürgünler ve tabii ki ölüm girdi. 40 yıl sonra gökyüzüne O’na selam göndermek gibi oldu” diye heyecanını anlattı.
Nebil Özgentürk’le Sanatımızın Hatıra Defteri’nin 17 Mayıs, Cuma akşamı 21.45’te CNNTÜRK’te yayınlanacak bölümünde Yılmaz Güney’i usta oyuncu Mustafa Alabora canlandırıyor. Başladığı haftadan itibaren pek çok sanat hatırasının ve olayının anlatıldığı , 214 oyuncunun makyajla yaşamını yitirmiş sanatçılara benzetildiği Sanatımızın Hatıra Defteri bu bölümünde Yılmaz Güney anlatılıyor.Bölümde, Yılmaz Güney’in ölümünün ardından annesi Güllü Pütün’e üzülmesin diye ölümünün haber verilmemesinin anlatıldığı, annesiyle ilgili bir hatıra gibi bir çok ilginç hikaye yer alıyor.
CANNES FİLM FESTİVALİ KIRMIZI HALISINDA KIYAFETLER DEĞİL, YAĞMUR KONUŞTU!
2013 Cannes Film Festivali açılış seramonisi bu akşam gerçekleştirildi.
Yoğun yağmur yağışı, kırmızı halının havasını etkilemedi. Gülen yüzler, uçuşan eteklerle açılış her zamanki gibi festivalin yüzüne yakışır şekilde gerçekleşti. Sunuculuğunu Audrey Tautou ve Steven Spielberg'ün üstlendiği gecede kırmızı halıdan ünlü oyuncular ve süpermodeller geçti. Dailymail'in haberine göre; Geceye damgasını vuran kırmızı halı görüntüsü ise 47 yaşındaki Cindy Crawford, Beyonce'un kız kardeşi Solange Knowles'in uçuşan eteği ve Nicole Kidman'ın zerafetine aitti. İşte geceden fotoğraflar:
[gallery link="file" order="DESC" columns="2" orderby="rand"]
Yoğun yağmur yağışı, kırmızı halının havasını etkilemedi. Gülen yüzler, uçuşan eteklerle açılış her zamanki gibi festivalin yüzüne yakışır şekilde gerçekleşti. Sunuculuğunu Audrey Tautou ve Steven Spielberg'ün üstlendiği gecede kırmızı halıdan ünlü oyuncular ve süpermodeller geçti. Dailymail'in haberine göre; Geceye damgasını vuran kırmızı halı görüntüsü ise 47 yaşındaki Cindy Crawford, Beyonce'un kız kardeşi Solange Knowles'in uçuşan eteği ve Nicole Kidman'ın zerafetine aitti. İşte geceden fotoğraflar:
[gallery link="file" order="DESC" columns="2" orderby="rand"]
KUZEY'İN ARABASI RENAULT CAPTUR
Kuzey Güney dizisi bir süredir Renault'nun arabalarını tanıtıyor. Bu hafta Kuzey'in arabası olarak podyuma çıkan Renault'un yeni Crossover'ı Captur.
RENAULT'nun Nissan ile olan ortaklığı ses getiren Nissan modellerinin Renault'ya uyarlanması ile sonuçlanıyor. Bir SUV’un şık görünümü ve yüksek sürüş pozisyonu, Bir MPV’nin modüler ve ferah iç alanı, Kompakt bir hatchback aracın manevra kabiliyeti ve sürüş keyfi olark tanımlanan Capture aslında bir Nissan Juke platformu üzerinde duruyor.

Clio’nun yenilenmesinin ardından, Renault'un yeni yüzü olan Clio'yu tüm modellerde görüyoruz. Captur'da "Yüz"den fazlası var.
Laurens Van den Acker öncülüğünde Renault’nun tasarım atılımındaki bir sonraki adım tüm tasarımların Clio'ya eşitlenmesi.
“Renault Captur agresiflikten uzak, pratik ve kompakt bir crossover. Captur, Renault markasının tüm genlerini taşıyan yaşanacak bir crossover…” Benoît Bochard, Direktör, A/B-Segmenti Ürünleri
Renault Captur, dışarıdan bakıldığında tam bir crossover. Aslında bu söylemle bile ucuz kuzeni SAndero Stepway'e ne kadar benzediğini ortaya koyuyor.
Renault Captur’ün, akıcı ve dengeli hatları, iddialı ancak hiç de kibirli olmayan kişiliğini ortaya koyuyor. Güç ve statü göstergesi tasarımı aynı isimli konsept araçtan ilham alıyor. Renault’nun yeni crossover aracının hatları mütevazı ancak dik eğimiyle öne doğru çıkan ön cam, aracın dinamik duruşunu vurguluyor.
Kompakt hacmi, artırılmış yerden yüksekliği, geniş tekerlekleri ve yan koruma çıtaları ile her türlü günlük yol koşuluna uyum sağlayacak.
Renault Captur kişiselleştirme özelliğine de sahip. Orijinal iki tonlu renk seçenekleri ile tavan ve sütunlar karoserinin geri kalanından ayrışıyor.

Kompakt hacmine (4m12) karşın, Renault Captur, ileri alınmış ve uzatılmış ön camı ve geniş kabini ile cömert bir yaşam alanı sunuyor.
Özel ve renkli iç mekan, samimiyet, sıcaklık ve huzuru ifade ediyor. Çeşitli renk ve motif seçeneklerini temel alan iç kişiselleştirme uygulamaları fark yaratıyor.
Renault Captur, yüksek bir sürüş pozisyonu, geniş bagaj, modüler içyapı ve yenilikçi saklama gözleri gibi bir MPV’den beklenen koşullara ve konfor düzenlemelerine de sahip.
Renault Captur ilk donanım seviyesinden itibaren eller serbest Renault Card sistemi, yokuşta kalkış destek sistemi, ve arka park sensörleri dahil bir üst segmentin ekipman özelliklerine sahip olacak.
Renault Captur, sürüş keyfi açısından B segmentinin referanslarından olan Yeni Clio ile aynı platformda tasarlandı. Yol tutuşundan motor gücüne ve manevra kabiliyetine kadar en iyi düzeyde dinamik değerler sunuyor.
Captur’de bulunan benzinli ve dizel motor seçenekleri Renault’nun en son teknolojisinden faydalanarak sınıfının en düşük yakıt tüketimini ve CO2 emisyonunu (96g/km) sunuyor.
Renault Captur Renault’nun İspanya’nın Valladolid kentindeki tesislerinde üretilecek ve Mart ayındaki Cenevre Otomobil Fuarı’nda tanıtılacak.
RENAULT'nun Nissan ile olan ortaklığı ses getiren Nissan modellerinin Renault'ya uyarlanması ile sonuçlanıyor. Bir SUV’un şık görünümü ve yüksek sürüş pozisyonu, Bir MPV’nin modüler ve ferah iç alanı, Kompakt bir hatchback aracın manevra kabiliyeti ve sürüş keyfi olark tanımlanan Capture aslında bir Nissan Juke platformu üzerinde duruyor.
Clio’nun yenilenmesinin ardından, Renault'un yeni yüzü olan Clio'yu tüm modellerde görüyoruz. Captur'da "Yüz"den fazlası var.
Laurens Van den Acker öncülüğünde Renault’nun tasarım atılımındaki bir sonraki adım tüm tasarımların Clio'ya eşitlenmesi.
“Renault Captur agresiflikten uzak, pratik ve kompakt bir crossover. Captur, Renault markasının tüm genlerini taşıyan yaşanacak bir crossover…” Benoît Bochard, Direktör, A/B-Segmenti Ürünleri
Renault Captur, dışarıdan bakıldığında tam bir crossover. Aslında bu söylemle bile ucuz kuzeni SAndero Stepway'e ne kadar benzediğini ortaya koyuyor.
Renault Captur’ün, akıcı ve dengeli hatları, iddialı ancak hiç de kibirli olmayan kişiliğini ortaya koyuyor. Güç ve statü göstergesi tasarımı aynı isimli konsept araçtan ilham alıyor. Renault’nun yeni crossover aracının hatları mütevazı ancak dik eğimiyle öne doğru çıkan ön cam, aracın dinamik duruşunu vurguluyor.
Kompakt hacmi, artırılmış yerden yüksekliği, geniş tekerlekleri ve yan koruma çıtaları ile her türlü günlük yol koşuluna uyum sağlayacak.
Renault Captur kişiselleştirme özelliğine de sahip. Orijinal iki tonlu renk seçenekleri ile tavan ve sütunlar karoserinin geri kalanından ayrışıyor.
Kompakt hacmine (4m12) karşın, Renault Captur, ileri alınmış ve uzatılmış ön camı ve geniş kabini ile cömert bir yaşam alanı sunuyor.
Özel ve renkli iç mekan, samimiyet, sıcaklık ve huzuru ifade ediyor. Çeşitli renk ve motif seçeneklerini temel alan iç kişiselleştirme uygulamaları fark yaratıyor.
Renault Captur, yüksek bir sürüş pozisyonu, geniş bagaj, modüler içyapı ve yenilikçi saklama gözleri gibi bir MPV’den beklenen koşullara ve konfor düzenlemelerine de sahip.
Renault Captur ilk donanım seviyesinden itibaren eller serbest Renault Card sistemi, yokuşta kalkış destek sistemi, ve arka park sensörleri dahil bir üst segmentin ekipman özelliklerine sahip olacak.
Renault Captur, sürüş keyfi açısından B segmentinin referanslarından olan Yeni Clio ile aynı platformda tasarlandı. Yol tutuşundan motor gücüne ve manevra kabiliyetine kadar en iyi düzeyde dinamik değerler sunuyor.
Captur’de bulunan benzinli ve dizel motor seçenekleri Renault’nun en son teknolojisinden faydalanarak sınıfının en düşük yakıt tüketimini ve CO2 emisyonunu (96g/km) sunuyor.
Renault Captur Renault’nun İspanya’nın Valladolid kentindeki tesislerinde üretilecek ve Mart ayındaki Cenevre Otomobil Fuarı’nda tanıtılacak.
15 Mayıs 2013 Çarşamba
AYÇA VARLIER, DÖRT ÖDÜL KAZANDIĞI ROLÜYLE REKORA KOŞUYOR
Son aylarda çıkardığı ilk solo albümü “Elif” ile gündemde olan Ayça Varlıer, albüm dışında, bu yılda oynamaya devam ettiği “Leyla’nın evi” adlı tiyatro oyunundaki Roxy rolüyle de bir rekora koşuyor.

Bu Cumartesi sezonun son oyunu olarak, “Leyla’nın Evi" dörtyüzcüncü kez tiyatrosevelerlerle buluşuyor. Önümüzdeki sezonda da devam edecek olan “Leyla’nın Evi” hakkında Ayça Varlıer; “Türkiye’nin birçok şehrinde tekrar tekrar oynadığımız, her oyunda
seyirciden aynı ilgiyi , aynı sevgiyi görmek, özellikle halkımızın tiyatroya olan bu sevgisi beni umutlandırıyor" dedi.
"Leyla'nın Evi" sezonun son oyunu Kozzy AVM 18 Mayıs 2013 Cumartesi saat 20.30'da oynanacak
Bu Cumartesi sezonun son oyunu olarak, “Leyla’nın Evi" dörtyüzcüncü kez tiyatrosevelerlerle buluşuyor. Önümüzdeki sezonda da devam edecek olan “Leyla’nın Evi” hakkında Ayça Varlıer; “Türkiye’nin birçok şehrinde tekrar tekrar oynadığımız, her oyunda
seyirciden aynı ilgiyi , aynı sevgiyi görmek, özellikle halkımızın tiyatroya olan bu sevgisi beni umutlandırıyor" dedi.
"Leyla'nın Evi" sezonun son oyunu Kozzy AVM 18 Mayıs 2013 Cumartesi saat 20.30'da oynanacak
14 Mayıs 2013 Salı
GALAXY NOTE 2'YE KARDEŞ GELİYOR
Note 2'ye göre daha hesaplı 2 yeni Phablet geliyor. Samsung'un yeni modeli Galaxy Mega'nın 6.3 ve 5.8 inçlik iki modeli önümüzdeki ay içerisinde satışa sunulacak.

Güney Kore'li teknoloji şirketi Samsung yeni modeli Galaxy Mega'yı bugün resmi olarak tanıttı. 6.3 ve 5.8 inçlik iki modeli olan Galaxi Mega önümüzdeki ay içerisinde Avrupa'da satışa sunulacak.
Galaxy Mega 6.3, 1.7 Ghz işlemciye sahip olacak ve Android 4.2 işletim sistemi ile kullanıcıya sunulacak. 8 megapiksel kamerası bulunan phablet ile 720p video çekilebilinecek. Galaxy Mega 6.3 boyut olarak 5.5 inçlik Galaxy Note 2 ile Samsung’un yeni tableti Note 8 arasında olacak ve şirketin büyük ekranlı akıllı telefon stratejisine yeni bir boyut getirecek.
Sosyalmedya.com'nun haberine göre,5.8 inçlik Galaxy Mega’nin boyut dışında Galaxy Mega 6.3'den pek bir farkı yok. 960 x 540 çözünürlüğe sahip olan cihazın içerisinde 1.4 Ghz işlemci bulunuyor. Bunun yanında 8 ve 16 GB’lık depo alanı seçenekleri ile gelecek olan 6.3 inçlik Mega’nın aksine 5.8 inçlik versiyon sadece 8 GB’lık hafıza ile sunulacak.
Güney Kore'li teknoloji şirketi Samsung yeni modeli Galaxy Mega'yı bugün resmi olarak tanıttı. 6.3 ve 5.8 inçlik iki modeli olan Galaxi Mega önümüzdeki ay içerisinde Avrupa'da satışa sunulacak.
Galaxy Mega 6.3, 1.7 Ghz işlemciye sahip olacak ve Android 4.2 işletim sistemi ile kullanıcıya sunulacak. 8 megapiksel kamerası bulunan phablet ile 720p video çekilebilinecek. Galaxy Mega 6.3 boyut olarak 5.5 inçlik Galaxy Note 2 ile Samsung’un yeni tableti Note 8 arasında olacak ve şirketin büyük ekranlı akıllı telefon stratejisine yeni bir boyut getirecek.
Sosyalmedya.com'nun haberine göre,5.8 inçlik Galaxy Mega’nin boyut dışında Galaxy Mega 6.3'den pek bir farkı yok. 960 x 540 çözünürlüğe sahip olan cihazın içerisinde 1.4 Ghz işlemci bulunuyor. Bunun yanında 8 ve 16 GB’lık depo alanı seçenekleri ile gelecek olan 6.3 inçlik Mega’nın aksine 5.8 inçlik versiyon sadece 8 GB’lık hafıza ile sunulacak.
LAMBORGINI TEK KOLTUĞA 600 BEYGİR SIĞDIRDI
Lamborghini'nin 'Egoista' ismin verdiği araç, 600 beygir gücüne sahip 5.2 lt hacimli V10 motorla çalışıyor.

İtalyan spor otomobili üreticisi Automobili Lamborghini 50. kuruluş yıldönümüne özel olarak ürettiği ''Egoista'' isimli yeni aracını görücüye çıkardı. Tek koltuğa sahip araç, 600 beygirgücüne sahip 5.2 lt hacimli V10 motorla çalışıyor.
Şirket yaptığı açıklamada, sürücü bölümünün "yaşam hücresi" görevi görecek şekilde aracın diğer kısımlarından ayrı tasarlandığını ve Apache saldırı helikopterinden esinlenerek dizayn edildiğini belirtti.
ntvmsnbc'nin The Wall Street Journal'e dayandırdığı haberine göre, geçen ay piyasaya çıkan Aventador'un yıldönümüne özel üretiminin aksine Egoista için seri üretim yapılmayacağını da belirten şirket, Lamborghini araçların "birkaç kişinin" olabileceğini fakat Egoista'nın "kendisine has" olduğunu ve "her zaman, herkes için bir rüya olarak kalacağını" kaydetti.
İtalyan spor otomobili üreticisi Automobili Lamborghini 50. kuruluş yıldönümüne özel olarak ürettiği ''Egoista'' isimli yeni aracını görücüye çıkardı. Tek koltuğa sahip araç, 600 beygirgücüne sahip 5.2 lt hacimli V10 motorla çalışıyor.
Şirket yaptığı açıklamada, sürücü bölümünün "yaşam hücresi" görevi görecek şekilde aracın diğer kısımlarından ayrı tasarlandığını ve Apache saldırı helikopterinden esinlenerek dizayn edildiğini belirtti.
ntvmsnbc'nin The Wall Street Journal'e dayandırdığı haberine göre, geçen ay piyasaya çıkan Aventador'un yıldönümüne özel üretiminin aksine Egoista için seri üretim yapılmayacağını da belirten şirket, Lamborghini araçların "birkaç kişinin" olabileceğini fakat Egoista'nın "kendisine has" olduğunu ve "her zaman, herkes için bir rüya olarak kalacağını" kaydetti.
GECE YOLCULARI, HARBİYE AÇIK HAVA SAHNESİ'NDE !
Gece Yolcuları, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Tiyatroları tarafından düzenlenen Gençlik Günleri kapsamında 18 Mayıs Cumartesi günü Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi'nde konser verecek.
20.30'da başlayacak konser ücretsiz. Bu konser aynı zamanda Gece Yolcuları'nın son albümü Neden?'in ilk İstanbul konseri olacak.
PORSHE'UN YÜZÜ MARIA SHARAPOVA
Porsche, önümüzdeki üç sene için, yeni marka yüzü olarak Maria Sharapova ile anlaştı.

Porsche CEO'su Matthias Mueller "Maria Sharapova maksimum performansı, zarafet ve güçle birleştirebilen, sıradışı bir sporcu. Bunlar bizim spor otomobillerimizde bir araya getirdiğimiz özellikler." açıklamasını yaptı ve "Onun tarzı, karizması ve karakteri aynı Porsche'ninki gibi. Ayrıca Maria Sharapova dünya çapında tanınan ve saygı duyulan biri." diye ekledi.
Porsche CEO'su Matthias Mueller "Maria Sharapova maksimum performansı, zarafet ve güçle birleştirebilen, sıradışı bir sporcu. Bunlar bizim spor otomobillerimizde bir araya getirdiğimiz özellikler." açıklamasını yaptı ve "Onun tarzı, karizması ve karakteri aynı Porsche'ninki gibi. Ayrıca Maria Sharapova dünya çapında tanınan ve saygı duyulan biri." diye ekledi.
STEVE JOBS'IN LİSE DİPLOMASI PEK DE İÇ AÇICI DEĞİLMİŞ!
Geçtiğimiz günlerde The Atlantic dergisinin Steve Jobs hakkında yaptığı araştırma sırasında FBI’ın gizli belgelerinin arasından altın değerinde oldukça ilginç bir dosyaya erişildi.

Bulunan bu belge ise Steve jobs’ın lise diplomasıydı. Bu araştırma ile 1968-1972 yılları arasında Homestead Lisesinde okuyan Steve jobs’ın lise ortalaması 4 üzerinden 2.65 olarak belgelenmiş oldu.
Yani bu belge sayesinde bir kez daha ortalama notlara sahip sayılabilecek bir öğrencinin tüm dünyayı peşinden sürükleyebilecek bir teknoloji üretebileceğini ya da biri okul hayatında fizikten en iyi notlara alıyor diye bu durumun onu Einstein yapmayacağını gördük.
Bulunan bu belge ise Steve jobs’ın lise diplomasıydı. Bu araştırma ile 1968-1972 yılları arasında Homestead Lisesinde okuyan Steve jobs’ın lise ortalaması 4 üzerinden 2.65 olarak belgelenmiş oldu.
Yani bu belge sayesinde bir kez daha ortalama notlara sahip sayılabilecek bir öğrencinin tüm dünyayı peşinden sürükleyebilecek bir teknoloji üretebileceğini ya da biri okul hayatında fizikten en iyi notlara alıyor diye bu durumun onu Einstein yapmayacağını gördük.
13 Mayıs 2013 Pazartesi
GENCO ERKAL, ALİ PAŞA HANI'NI TİYATRO YAPTI
Tiyatroya 54 yıldır emek veren usta oyuncu Genco Erkal’dan İstanbul’a büyük hediye! Duayen; 18. yüzyıldan beri Eminönü’nde bulunan aile yadigârı Ali Paşa Hanı’nı tiyatro sahnesine dönüştürdü.
Takdir-e şayan bir işe imza atan Erkal’ın ikinci sürprizi ise; Ali Paşa Hanı’nın açılışını, Nazım Hikmet'in ölümünün 50. yıldönümü için uyarladığı yeni oyunu “Yaşamaya Dair – Bursa Cezaevi’nden Mektuplar”la gerçekleştiriyor olması. Usta oyuncunun, Tülay Günal ile birlikte sahnelediği oyun, 16-17-18-19 Mayıs 2013 tarihlerinde saat 21:00’de Ali Paşa Hanı’nda tiyatro severlerle buluşuyor.
Takdir-e şayan bir işe imza atan Erkal’ın ikinci sürprizi ise; Ali Paşa Hanı’nın açılışını, Nazım Hikmet'in ölümünün 50. yıldönümü için uyarladığı yeni oyunu “Yaşamaya Dair – Bursa Cezaevi’nden Mektuplar”la gerçekleştiriyor olması. Usta oyuncunun, Tülay Günal ile birlikte sahnelediği oyun, 16-17-18-19 Mayıs 2013 tarihlerinde saat 21:00’de Ali Paşa Hanı’nda tiyatro severlerle buluşuyor.
YASEMİN HADİVENT HUZUREVİ ANNELERİYLE BULUŞTU
Yasemin Hadivent anneler gününü fırsat bildi ve Şefkat Huzurevi’nde kalan annelerle buluştu. Huzurevi anneleri ile çok özel bir yemekte biraraya gelen güzel oyuncu, zaman zaman duygusal anlar yaşadı.
Hadivent, Kale Outlet Center’in gerçekleştirdiği etkinlikte, annelere Oscar heykelciği şeklinde yapılan “Yılın En İyi Annesi” ödülünü verdi.
Yemek boyunca annelerle tek tek ilgilenen Yasemin Hadivent , "Anneler Günü gibi özel bir gün için, huzurevinde kalan anneler ile birlikte vakit geçirmek benim için çok değerliydi. Onları bir nebze olsun mutlu edebildiysem ne mutlu bana. Umarım yakınlarının da ziyaretleri sadece bu günlerde değil, her daim olur. Aslında umarım hiçbir anne huzurevinde yaşamak zorunda kalmaz... Onlarla kısa da olsa zaman geçirince sık sık ziyaterlerine gitmeye karar verdim, yüzlerindeki mutluluğu görmek bile yeter. Tüm annelerin, anneler gününü kutlarım..." dedi.
TÜRKAN SULTAN ÇAYDA ÇIRA’NIN FİTİLİNİ ATEŞLEDİ
Bu yıl 6. düzenlenen Uluslar arası Elazığ Çayda Çıra Film ve Sanat Festivali görkemli bir açılışla başladı.

Cemo filmini Elazığ’da çeken ve filmin çekim esnasında talihsiz bir kaza geçirip ameliyat olan Türk Sinemasının Sultanı Türkan Şoray 41 yıl sonra onur ödülü almak üzere Elazığ’a geldi. Onur ödülünü Elazığ Milletvekili Sermin Balık’tan alan Türkan Şoray “Sinemayı seven, misafirperver Elazığlılarla tekrar buluşmanın heyecanını yaşıyorum. 41 yıl önce burada çekmiş olduğum Cemo filmi sırasında 1 ay gibi bir süre Elazığ’da kaldım. Gerek film çekimi sırasında gerekse film sonrası geçirmiş olduğum kazada hep yanımda olan Elazığlılarla yeniden birlikte olmak benim için ayrı bir mutluluk. 6. düzenlenen Çayda Çıra Film Festivalinde bu yıl Elazığ’la özdeşleşen Çayda Çıra’nın ateşini ben yaktım. İnşallah bu güzel festival daha büyüyerek tüm dünyayı aydınlatacak” dedi.
Cemo filmini Elazığ’da çeken ve filmin çekim esnasında talihsiz bir kaza geçirip ameliyat olan Türk Sinemasının Sultanı Türkan Şoray 41 yıl sonra onur ödülü almak üzere Elazığ’a geldi. Onur ödülünü Elazığ Milletvekili Sermin Balık’tan alan Türkan Şoray “Sinemayı seven, misafirperver Elazığlılarla tekrar buluşmanın heyecanını yaşıyorum. 41 yıl önce burada çekmiş olduğum Cemo filmi sırasında 1 ay gibi bir süre Elazığ’da kaldım. Gerek film çekimi sırasında gerekse film sonrası geçirmiş olduğum kazada hep yanımda olan Elazığlılarla yeniden birlikte olmak benim için ayrı bir mutluluk. 6. düzenlenen Çayda Çıra Film Festivalinde bu yıl Elazığ’la özdeşleşen Çayda Çıra’nın ateşini ben yaktım. İnşallah bu güzel festival daha büyüyerek tüm dünyayı aydınlatacak” dedi.
14 YAŞINDAKİ DAĞHAN EGEKOÇ APPLE STORE İÇİN OYUN GELİŞTİRDİ
8. Sınıf öğrencisi Dağhan Dağhan Ege Koç’un geliştirdiği “My Planet Needs Me” oyunu App Store’a kabul edildi.

SEV İlköğretim Okulu 8. Sınıf öğrencisi Dağhan Ege Koç, geçen yaz tatilinde oyun geliştirme ve programlama dünyasının en iyi akademik kurumlardan olan Stanford Üniversitesinin iki haftalık ID Tech kampına katıldı. Burada oyun yazılımları üzerine çalışan Dağhan “ Endless runner” türünde iki boyutlu bir düzlemde oynanan bir oyunun yazılımına imza attı. “My Planet Needs Me” adlı oyununu 5 Nisan 2013 tarihinde Apple Inc’a sunan Dağhan’ın oyunu için ilk aşamada resim ve bilgilerin doğruluğu kontrol edildi. İkinci aşamada ise oyun Apple yetkileri tarafından oynanarak denendi ve son aşamada RTÜK’ün onayını aldı “My Planet Needs Me” kullanıcılar tarafından 0.99 Dolar bedelle indirilebiliyor.
SEV İlköğretim Okulu 8. Sınıf öğrencisi olan Dağhan, okuma yazma öğrenmeden önce bilgisayar oyunlarına ilgi duymaya başladığını, daha sonra bu oyunların nasıl yazıldığını merak ettiğini ve geçtiğimiz 2 yılda da bir oyun yazmaya kafa yormaya başladığını söyledi. “Öncelikle, Türkiye’de bir yerde staj yapmak istedim ama küçük olduğum için ilgi göstermediler. Ben de 2012 yılında, Stanford Üniversitesi’nde oyun geliştirme konusunda bir yaz okuluna gittim. Bu kursa kabul edilmek için minimum 13 yaş sınırı vardı ve en küçüklerden biri olarak kabul edildim. Oyunuma da ilk olarak bu kampta başladım.” dedi.
Zamanla geliştirmeyi hedefliyor
“My Planet Needs Me, daha çok çocuklara yönelik bir “arcade” oyunu. Oyunu “unity” oyun motorunu kullanarak geliştiren Dağhan Ege Koç, zamanla farklı özellikler ekleyerek oyunu geliştirmeyi hedefliyor. “My Planet Needs Me” oyunu şimdilik sadece IOS ortamında çalışıyor ancak Dağhan android ortamına da yüklemek için çalışıyor.
SEV İlköğretim Okulu 8. Sınıf öğrencisi Dağhan Ege Koç, geçen yaz tatilinde oyun geliştirme ve programlama dünyasının en iyi akademik kurumlardan olan Stanford Üniversitesinin iki haftalık ID Tech kampına katıldı. Burada oyun yazılımları üzerine çalışan Dağhan “ Endless runner” türünde iki boyutlu bir düzlemde oynanan bir oyunun yazılımına imza attı. “My Planet Needs Me” adlı oyununu 5 Nisan 2013 tarihinde Apple Inc’a sunan Dağhan’ın oyunu için ilk aşamada resim ve bilgilerin doğruluğu kontrol edildi. İkinci aşamada ise oyun Apple yetkileri tarafından oynanarak denendi ve son aşamada RTÜK’ün onayını aldı “My Planet Needs Me” kullanıcılar tarafından 0.99 Dolar bedelle indirilebiliyor.
SEV İlköğretim Okulu 8. Sınıf öğrencisi olan Dağhan, okuma yazma öğrenmeden önce bilgisayar oyunlarına ilgi duymaya başladığını, daha sonra bu oyunların nasıl yazıldığını merak ettiğini ve geçtiğimiz 2 yılda da bir oyun yazmaya kafa yormaya başladığını söyledi. “Öncelikle, Türkiye’de bir yerde staj yapmak istedim ama küçük olduğum için ilgi göstermediler. Ben de 2012 yılında, Stanford Üniversitesi’nde oyun geliştirme konusunda bir yaz okuluna gittim. Bu kursa kabul edilmek için minimum 13 yaş sınırı vardı ve en küçüklerden biri olarak kabul edildim. Oyunuma da ilk olarak bu kampta başladım.” dedi.
Zamanla geliştirmeyi hedefliyor
“My Planet Needs Me, daha çok çocuklara yönelik bir “arcade” oyunu. Oyunu “unity” oyun motorunu kullanarak geliştiren Dağhan Ege Koç, zamanla farklı özellikler ekleyerek oyunu geliştirmeyi hedefliyor. “My Planet Needs Me” oyunu şimdilik sadece IOS ortamında çalışıyor ancak Dağhan android ortamına da yüklemek için çalışıyor.
ADNAN HOCA'NIN KEDİLERİNE TIME YORUMU: VERSACE MÜSLÜMANLARI
Time dergisi Adnan Oktar ile televizyon yayını yapan kadınları konu alan bir yazı yayımladı. Programa çıkan 4 kadınla da röportaj yapıldı
Oktar’ın yanında görülen bu kişiler için “Versace Müslümanları” başlığı ile yayınlanan yazıda “Yüksek topukluları, ağır makyajları ve Versace marka kıyafetleriyle kendilerini ‘dindar müslümanlar’ olarak tanıtıyorlar” tanımı yapıldı. Ece Koç, Ceyla Özbudak, Aylin Kocaman ve Ebru Altan‘la görüşen Times Koç’un “Biz dünyaya İslam’ın modern, güzel ve estetik bir din olduğunu yansıtıyoruz” sözlerine de yer verdi.
Oktar’ın yanında görülen bu kişiler için “Versace Müslümanları” başlığı ile yayınlanan yazıda “Yüksek topukluları, ağır makyajları ve Versace marka kıyafetleriyle kendilerini ‘dindar müslümanlar’ olarak tanıtıyorlar” tanımı yapıldı. Ece Koç, Ceyla Özbudak, Aylin Kocaman ve Ebru Altan‘la görüşen Times Koç’un “Biz dünyaya İslam’ın modern, güzel ve estetik bir din olduğunu yansıtıyoruz” sözlerine de yer verdi.
11 Mayıs 2013 Cumartesi
EMRE KINAY'IN SANDIĞINDAN NAĞMELER ÇIKTI
Dizi-filmleri ve tiyatro oyunları ile tanıdığınız Emre Kınay ile akşam sohbetine davetlisiniz

Sandıktan Nağmeler, profesyonel bir orkestra eşliğinde, anılarını da içine kattığı, film müzikleri-şarkılar-türkülerden oluşan sımsıcak bir Senfonik Kabare. Projenin fikir babaları Murat Dertsiz, Hakan Ateş ve Emre Kınay'dan unutamayacağınız bir gösteri...
1 Haziran tarihinde Bostancı Gösteri Merkezi'nden saat 21.00'da sahnelenecek gösterinin biletleri biletix'te satılıyor.
Sandıktan Nağmeler, profesyonel bir orkestra eşliğinde, anılarını da içine kattığı, film müzikleri-şarkılar-türkülerden oluşan sımsıcak bir Senfonik Kabare. Projenin fikir babaları Murat Dertsiz, Hakan Ateş ve Emre Kınay'dan unutamayacağınız bir gösteri...
1 Haziran tarihinde Bostancı Gösteri Merkezi'nden saat 21.00'da sahnelenecek gösterinin biletleri biletix'te satılıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)