reklam

23 Ekim 2012 Salı

NE ZAMAN KAYBETTİK HAYALLERİMİZİ

Bugün öğleden sonra terasa çıktım. Havalar artık iyice esiyor burada. Nihayet sonbahar geldi diyebiliyoruz diyerek binamızın etrafında yapılan yeni binalara bakarken binanın hemen önünde yer alan küçük bir kulübe ve çevresindeki taşlar gözüme ilişti. Ara sıra çocuklar bir sandalye çekip dibine ilişiyorlar bu minik evin. Babamlardan duydum, meğer burası güvercinlerinin evi, koca gökyüzü onlarınken taşlarla çevrili alan da bahçesiymiş.
Bir tebessüm oluştu ister istemez suratımda. Ardından da soru işaretleri belirdi. Apartmanın yan tarafında da çocukların kendileri için kurdukları küçük bir kulübe olduğunu hatırladım ama görseniz kulübe demeye bile bin şahit ister. Tahtalarla çevrili alan demek daha doğru olur sanıyorum. Onu da hatırlayınca dedim ki aslında çocukken her şey ne kadar kolay. Araba mı istiyoruz? Bir süpürge oluyor bize araba. Frenine kadar ses emeği, göz nuru. En kral daire bizim halımızın üzerinde çizdiğimiz sınırlar, yağmuru biz istersek yağdırır, çamuruna da asla burun kıvırmayız. Birbirimizin yanağından -hatta belki kaçamakça dudağından- kopardığımız o masum öpücükler, sözleşmelerle atılan nice imzalardan daha gerçek oluyor. Ne istersek onu veriyor bize hayal gücümüz. Bir çocuk ne ister ki? Diye düşünmeyin. Düşünceleriyle görünenden çok daha zengin bir dünya oluşturabiliyorlar. En azından kendi çocukluğunuzu bir an olsun düşünürseniz yetişkin hallerinizle aradaki farkı pek ala göreceksinizdir. Peki sonra ne oluyor da git gide doyumsuz hale geliyoruz? O olmazsa olmaz, bu olmazsa olmaz diyerek hayatı sürekli erteliyor ya da hırslarımızın peşinde koşarken bir gün kendimizi harap olmuş bir şekilde buluyoruz. O eşya, bu iş, o ev, şu araba… Yetinmeyi unutup hayallerimizi gerçeklerle takas ederken belki de en büyük zenginliğimizi yok yere heba ediyoruz. Sanırım büyümenin bedellerinden biri de bu. Oysa çocuk dünyasının hayallerini hangi gerçek satın alabilir ki?
Gördüğüm bu manzara bunları düşündürdü bana. Kumdan kalelerini dalgalara vermemek için sonuna kadar savaşan o küçük komutanların masumiyetine dönmek istedim. Ve başta mahallemin çocukları olmak üzere bu satırlara ilham olan tüm çocuklara selam olsun…

Başak SULTAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder