Onlardan biri de İstanbul'daki Maccabi maçıydı. Her zaman söylediğim gibi: skor farklı olsa da 70'lerde sayı yemesi Beşiktaş'ın bu ligin mücadele kısmına ayak uydurduğunu gösteriyor. Hucum kısmı daha çok yetenek ve bütçe işi. Fenerbahçe Ülker için geçen haftaki Khimki maçı milat olabilir mi demiştik. En azından ben öyle olduğuna inanmak için çok uğraşmıştım. Ama o maç sadece 85 dakika fida film arasıymış. Testere filmi aradan sonra tüm HD kalitesi ile devam etti. Hakkını yemeyelim, 100 lerden sonra 80 lere çektik yediğimiz sayıyı. Sinyore sistemi oturtuyor yavaş yavaş. Batiste'in 41. yaş gününde savunmayı 70'lere kadar çekebiliriz. Fenerbahçe Ülker hakkında yapılacak fazla da yorum yok. Koç memnun, yönetim memnun. Onlar memnunsa bizim hiç hiç bir problem yok.Gelelim son samurayımıza. Gruptan çıkmaları değil kaçıncı olarak çıkacakları önemli demiştim, bu son deplasman galibiyeti bu sorunun cevaplarından bir tanesiydi. Ve yine her zaman üstüne bastığım nokta: Bu takım mücadele ettiği sürece hiç bir zaman sıkıntı yaşamaz. İspanya'da da mücadele ettik ve zor sorunun cevabını kolay ettik. Üçüncü çeyrekteki uyku halini saymazsak maç boyunca iyi savunma, maçın sonlarındaki kader anlarındaki seken topların hepsini toplama, yakalanıp geri düşmemize rağmen psikolojik olarak ayakta kalabilme ve eve çok kritik bir galibyetle dönebilme, bu haftanın özeti olabilir Anadolu Efes için. Sayıların reboundların dağılımı, takım oyunu, mücadele, yardımlaşma çok iyiydi ama bir oyuncunun adını kalın çizgilerle çizmek lazım. Gerçi kendisi oynadığı basketbolla Türk basketboluna altın harflerle yazdırdı ismini: Kerem Gönlüm. Milli takım için yaptığı fedakarlık, azmi, herşeyini sahaya vermesi, ve tabi ki yeteneği ile büyük oyuncu. İnşallah saha içinde daha çok maç hizmet verir Türk basketboluna ama sonrasında da alt yapı takımlarının başına geçmesi gerekn isimlerin başında geliyor. Gençlerin basketbolla Kerem Gönlüm'üm elinden geçerek tanışması basketbolumuzun geleceği için büyük artı olur diye düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder