reklam

31 Ocak 2013 Perşembe

SAMSUNG'UN GALAXY EXPRESSİ UCUZ OLACAK

Samsung Galaxy serisindeki ürün çeşitliliği sayesinde hiç bir müşteriyi androidsiz bırakmama hedefinde.  100 TL lik vergi ile akıllı telefon satılan ülkemizde bile 300 liradan başlayan Galaxy'ler 2000 liraya kadar çıkabiliyor.

Yeni Galaxy ürünü de yolda; 4G LTE destekli Galaxy Express olarak adlandırılan telefonu resmiyete kavuşturan Samsung, ürünü aynı zamanda MWC 2013 etkinliğinde görücüye çıkaracak.



Tasarım noktasında Galaxy S III ve mini modeli ile benzerlik gösteren telefon, 4.5-inç boyutunda 800 x 480p çözünürlüklü Super AMOLED Plus ekrana sahip. 1.2GHz saat hızında çalışan çift çekirdekli işlemciden güç alan telefon Android 4.1 Jelly Bean ile çalışıyor.
8GB dâhili depolama alanı, microSD kart desteği, 2000mAh pil gücü, HD kayıt yapan 5MP çözünürlüğünde arka kamera, 1.3MP ön kamera, Touchwiz Nature, Bluetooth 4.0, Wi-Fi, NFC ve GPS / Glonass telefonun diğer teknik detayları arasında yer alıyor. Benzer isimde bir telefonu daha önce Amerikalı gsm operatörü AT & T için duyuran Samsung, telefonda 1.5GHz saat hızında çalışan çift çekirdekli Qualcomm işlemci kullanmıştı. Yeni modelde ise kullanılan çipset ve RAM miktarı konusunda herhangi bir açıklama yapılmış değil.

ALLDESİGN 2013'ÜN PROGRAMI BELLİ OLDU

Tasarım dünyasının dahilerini ağırlayacak olan alldesign 2013’ün programı belli oldu! Biletleri Ticketturk’ten alabilirsiniz!

İstanbul, 22-23 Şubat’ta tasarım dünyasının dahilerini ağırlayacak! Darren Aronofsky, George Lois, Ron Arad, Stefan Sagmeister, Es Devlin, Tina Earnshaw, Diego Gronda gibi ünlü isimler alldesign 2013 kapsamında Hilton Convention Center’da olacak! Biletler günlük veya kombine olarak Ticketturk’ten alınabiliyor

Hayatımızın her alanına yön veren yaratıcı endüstrilerin ele alınacağı alldesign 2013’te kendi dalının dünyaca ünlü uzmanları tasarıma bakış açılarını ve dünyaca ödüllü işlerini izleyicilerle paylaşacak.

30 Ocak 2013 Çarşamba

UMUT ÜZÜMLERİ GELİYOR

“Sarı Mersedes, Otobüs, Cumartesi Cumartesi” filmleriyle traji komik sinema dilini Türk sinemasında başarıyla uygulayan Tunç Okan’dan yine çok özel bir film: Umut Üzümleri.

Okan, yine göç izleğini kullandığı “Umut Üzümleri”nde değişen üretim ve yaşam biçiminde, değişmeyen birey-sistem çatışmasını Kırım Tatar Köyü’nde mizahi bir dille anlatıyor. Altan Erkekli, Yetkin Dikinciler, Ahmet Mekin gibi ünlü isimlerin başrolünde yer aldığı “Umut Üzümleri” Mayıs ayında vizyona girecek. Türkiye, Almanya, Romanya ve Fransa’da da gösterilecek olan Umut Üzümleri’nde usta isimlerin yanı sıra Norina Nobashari, Barış Koçak, Elizabeth Niederer gibi oyuncular da rol alıyor. Fakir Baykurt’un Kaplumbağalar adlı eserinden Tunç Okan’un uyarladığı Umut Üzümleri ile sinemamız unuttuğu bir dili hatırlayacak. Yetkin Dikinciler Türk asıllı bir Fransız öğretmeni, Ahmet Mekin köy muhtarını, Altan Erkekli ise Hoca'nın kardeşini oynuyor. Türk asıllı bir Fransız, Anadolu'nun ortasında kuru topraklar üzerinde kurulmuş küçük bir Kırım Tatar köyüne öğretmen olarak gönderilir. Köyün tarlaları tehdit altında olup, sonu gelmemiş bir sulama projesi için borç aldıkları toptancıya ipotek edilmiştir. Bu tehlikeye çare bulmak amacıyla öğretmen, köyün yaşlı muhtarı ve muhtarın gelininin çabası anlatılıyor.

WİNDOWS 8 AÇILIŞINDA KLASİK MASA ÜSTÜ GELSİN İSTER MİSİNİZ?

Windows 8 pek çok açıdan fazlaca beğenilse de kullanıcı alışkanlıklarını değiştirmeye yönelik kimi özellikleri fazlaca eleştiriliyor. En büyük sıkıntı ise Windowsu başlatan kullanıcının 20 yıldır alıştığı masaüstü ile karşılaşmak yerine metro'yu karşısında bulması. Ancak durumu eskiye çevirmek basit bir kopyala yapıştır işlemi ile mümkün.



 WİNDOS 8 AÇILIŞINDA METRO YERİNE MASA ÜSTÜ GELMESİ İÇİN;

1-Windows Gezginini açın

2-Windows dizinine gidin

3-"show desktop" dizisini aratın

4-"show desktop" dizisini sağ tıklayarak "kopyala" diyin.

5-kısayolu C:\Users\kullanıcı_adınız\AppData\Roaming\Microsoft\Windows\Start Menu\Programs\Startup konumuna yapıştırın

6- Artık Windows, Metro arayüzü yerine masaüstü ile açılacaktır

28 Ocak 2013 Pazartesi

KARARLARA KISA BİR MOLA VERİN



 

 

 

 

Pazartesi sabahına Ay'ın Aslandaki yolculuğu ile birlikte başlayacağız. Pazar günü yaşanan dolunay ve gerginleştirici etkilerinin ardından biraz daha dingin bir güne ve haftaya merhaba diyoruz. Dingin diyorum ama huzur kaynaklı bir dinginlikten bahsetmiyorum aslında. Sanki birileri yakın zamanda en hassas olduğumuz noktalara parmak basmış da, her ne kadar yüzümüz gülse, şakayık gibi sürekli konuşup dursak da içten içe bir yerlerde acıyan bir yara var ve oraya takılıp kalmışız gibi bir dinginlik. Ruhsal bir yorgunluk var bunun içeriğinde...

Ama görünüşte yani dışarıdan bakınca ne yaşayacağız derseniz, neşeli heyecanlı, konuşkan, hafta sonu yaşandıysa bile olumsuzluklardan eser kalmamış ve bir sürü espri biriktirmiş de çevremizle paylaşıyor gibi olacağız adeta. Asıl ihtiyacımız yalnız kalmaksa bile, her zamankinden daha sosyal ve insanlarla bir arada olacağımız bir güne başladık.

Öğlene kadar bu ruh haliyle geçirdikten sonra, bu tabloya bir de bir çeşit körlük eklenecek. Çevremizdekilerin gerçek hislerini ve duygusal olarak neye ihtiyaç duyduklarını anlamakta zorlanacağımız bir öğleden sonra bizi bekliyor. Yaptığınız ya da uğraştığınız işlerin içinde duygusallığa hiç yer yoksa bile, biraz duyarlı olmaya çalışın derim. Belki de aşırı hassas olduğumuzdan ve bu nedenle de bencilce kendi duygularımıza odaklanacağımızdan, diğer insanların duygusal durumlarını görmekte zorlanabiliriz. Karşı taraf sözlü olarak söylememişse, aslında ne çamlar devirdiğimizi anlamama halinden bahsediyorum. Çevreniz için bir şeyler vermeye ve iyilik yapmaya çaba sarf edebilirsiniz bu saatler için. Gözlerin ve sözlerin içine bakmayı inatla sürdürün ki maksimumu görebilesiniz... Bu sayede en azından anlayışsızlık durumunu minimuma indirmiş olursunuz. Ya da eğer imkanınız varsa tamamen izole kalıp gerçek anlamda kendinizi kapatabilirsiniz.

Saat 19:00 dan sonra ay günün geri kalanında boşlukta ilerleyecek.Yani eğer bu akşam yapılacak başlangıçlar ve planların sonunun tam olarak nereye varacağını bilme şansınız pek yok. O nedenle de karar almak ve adım atmak konusunda mola verilmesi gereken bir akşam gibi görünüyor.

Zaten günü o kadar da verimli bir şekilde geçirdik sayılmaz. Bir de akşam bu duruma agresif tavırlar eklense ne güzel olur değil miL Her hareketi tersinden anlayıp, cevap verme ihtiyacı hissettiğimiz zamanlar vardır ya işte öyle bir akşamdan bahsediyoruz. Her şeye verilecek bir cevabını var ve her konuda siz haklısınız. Bunun aksi olmasın diye elinizden gelen her şeyi yapabilirsiniz. Bu akşamki öyle bir sabit görüşlülük hali ki, gerçekte inandığınız doğruların hata payı varsa bile bunu kabul etmek çok kolay olmayacak. Sivri dil ve yaralayıcı tepkilerle birlikte ortada elle tutulur hiçbir şey olmasa bile sırf isyan ve muhalefet etmiş olmak için uğraşacağız adeta. Biz buna dur demeyi becerebilmişsek bile etrafımızdan buna benzer çıkışlar almış olabiliriz. İlle de cevap verme kaygısına kapılmak işi zora sokacak bu akşam için. Doğru bildiğimizden şaşmayalım tamam ama herkes bizim doğrumuzu kabul etsin diye de ısrar etmeyelim bu akşam içinJ En iyisi...

Bir de akşam saatleri için, zamanın doğal akışı ile savaşmamaya çalışın demek istiyorum…Eğer fırsatınız varsa rekabet unsuru barındıran zeka oyunları ile vakit geçirebilirsiniz. Hem keyif alıp hem de çekişmenin tatlı olan boyutunu yaşama şansı elde edebilirsiniz böylece…

Samiye ÖZBAŞ SOYSAL

http://astrokarmik.blogspot.com

27 Ocak 2013 Pazar

DOLUNAYDA YEDİKLERİNİZE DİKKAT EDİN



 

 

 

 

 

 

Pazar sabahı saat 06:38 de 7 derece Aslan burcunda bir dolunay gerçekleşecek. Dolunaylar, kendimizi ne pahasına olursa olsun ifade etme ve kişiliğimizi ortaya koyma zamanlarıdır. Bu nedenle de her zamankinden biraz daha gergin ve çatışmacı bir hal alabiliriz. Asıl amaç dengeye ulaşmaktır. En çok da ilişkilerde bu ihtiyacı duyarız ve tabi ki sonuçta da ilişkiler etkilenir. Objektif olmanın önemli olduğu zaman dilimleridir. Daha önce yapılmış başlangıçların sonuçlarını alma ve mahsulü toplama zamanıdır. Ay'ın dolunay öncesindeki son açıları oldukça destekleyici nitelikte görünüyor. Güneş'in de cumartesiden bu yana oldukça olumlu etkiler yarattığını gördük. Yani bu kez dolunaya hazırlık oldukça şatafatlı bir şekilde oldu. Zaten bir de bu temayı ortaya çıkaracak olan Aslan burcunda gerçekleşiyor. Hepimizin hayatında irili ufaklı bazı şeylerin netleşmesi, görünür hale gelmesi, sonuçlanması gündeme gelebilir. Bu dolunayın ortaya çıkarabileceği özellikli durumlar ise, önemli ve otorite konumundaki kişilere ait bazı olayların olması, sahnede yer almaları gerekliliği, yönetim yönetilen arası gerginliklerin artışı, gerçekten sahne sanatlarıyla uğraşan kişilerin hayatlarının gündeme gelmesi, genel anlamda kalp ve damar sistemi ile ilgili rahatsızlıklar, ilişkilerde egoya dayalı anlaşmazlıklar olabilir. Dolunaylar güzel ya da çirkin, sonuçların üzerinin örtülemeyeceği bir şekilde su yüzüne çıkmak zorunda kalacağı durumlardır. Bu nedenle de kaçma şansı bulamayız. Bu dolunayın hepimizin hayatındaki güzelliklerin üzerindeki perdeleri aralamasını dileyelim. Gergin olabilecek durumlara karşı hazırlıklı olabilmek için ruhsal ve fiziksel arınma yöntemlerini kullanmanızı öneririm.

Öğlen saatlerinde dolunayın zorlayıcı olan etkisini biraz daha yoğun yaşama riskimiz var. Otoriteye direnme ve bildiğini okumaya çalışma etkisi olacak bu saatlerde. Yapılan ve söylenen her şey sanki özgürlüğümüze müdahaleymiş ve bizi yürüdüğümüz yolda engellemeye çalışıyormuş gibi algılayacağız. Bir sürü kural kaide diziliverecek önümüze ama gel gör ki ruhumuz bambaşka bir telden çalıyor olacak. Dolunay öncesi açılar olası tabloların iyiden iyiye abartılmasına da zemin hazırlamış olabilirler. O nedenle bu gün için tavsiyem, olanlara büyüteçli gözlüklere bakmaktan sakınmanızdır. Hafife alın da demiyorum ama fazla anlam yüklemeye çalışmayın yaşananlara yeter...

Tam olarak istediğimiz gibi bir gün yaşayamamaktan kaynaklanan, sıkıntılı, biraz da kasvetli bir ruh hali olabilir gün içinde. Üzerimize düşeni yapıp, aşırı beklentilere kulak asmamak da bir çözüm özellikle öğleden sonrası için.

Akşam saatlerinde de fikirsel ayrılıklar ve yanlış anlaşılmaya neden olabilecek konuşmalar olabilir. İletişim ve anlaşmak açısından pek elverişli bir akşam değil ne yazık ki. İsyankar ve kırıcı tavırlar görülebilir. Günü huzura katkı sağlayan aktivitelerle, dua, meditasyon v.b. çalışmalarla geçirmek daha faydalı olacaktır. Bunu başaramamışsanız bile en azından akşam saatlerini dingin bir enerjiyle noktalamak adına, mümkünse bireysel olacağınız bir ortamda zihninizi fazla yormadan ruhunuzu dinlendirerek geçirebilirsiniz.
Dolunay'ın hayırlı haberleri ve olayları hayatınıza getirmesini gönülden dilerim.

Samiye ÖZBAŞ SOYSAL

http://astrokarmik.blogspot.com/

VİDEO-TWEET DÖNEMİ BAŞLIYOR

Sosyal paylaşım sitesi Twitter’ın CEO’su Dick Costolo kendi hesabından paylaştığı mesajla çok yakında video eklentili tweetlerin geleceğini bildirdi.



Twitter kullanıcıları çok yakında 140 karakterlik paylaşımların yanısıra mesajlarını videolarla renklendirebilecek.

Twitter CEO’su Dick Costolo’nun dün paylaştığı tweet daha önceki mesajlarından farklıydı. ‘6 saniyede biftek sosu’ yazan Costolo, mesajına sosu nasıl hazırladığını gösteren bir video da ekledi.

Costolo’nun yemek tarifi video paylaşım uygulaması Vine üzerinden paylaşıldı. Twitter, uygulamayı Ekim ayında satın almıştı.

26 Ocak 2013 Cumartesi

POTADA SAVUNMA SPORLARI

 Bu hafta bir kez daha anladık ki basketbol savunma sporudur ve bu sporda atanlar değil savunanlar kazanır. İşte bu yüzden sezon başından beri Fenerbahçe Ülker'i yerip, galibiyet alamasa bile Beşiktaş'ı övdük.

 

Fenerbahçe Ülker yine savunamadı. 82 sayı hiç de az değil. Yine son çeyrekte savunmada dağıldı 28 sayı yiyerek. Ama 3. çeyrek sonu rakibi 54'te tutması, geri adım atmadan maçı kazanmayı bilmesi çok önemliydi. Bu maçtaki galibiyetin şifreleri ise basit, önceki mağlubiyetlerin şifresi neyse onların tam tersi yapıldı bu maçta. Reboundlar ezilen bir takımdık, 40-32 gibi net bir üstünlük sağladık seken toplarda. Ne kadar konsantre olduğumuzun, maçı istediğimizin göstergesidir bu. Bu konudaki diğer bir gösterge de serbest atış yüzdemiz oldu. Bojan 10/10'la başı çektiği 32/28 gibi bir yüzde ile faul atmamız reboundlarla birlikte maçı getiren diğer bir belirleyici oldu. Oyuncu bazında değerlendirecek olursak Bojan Fenerbahe Ülker için büyük şans. Her maçı kazandırabilecek potansiyele sahip ve kaybedilen maçlar dahil hepsinde o performansı ortaya koydu. Ama savunma yapmayıp 100 yeyince galibiyetler gelememişti. Savunmadaki toparlanmanın esas sebebi ise üvey evlat muamelesi görenlerin takıma dahil edilmesidir. Çoğu maç hiç oyuna girmeyen Oğuz ve Kaya süre alınca takımın çehresi bir anda değişti. İkilinin 11 rebound alması, 5 hucum reboundu yapması, sayılardan sonra göğüs göğüse vuruşmaları, Fenerbahçenin üstündeki ölü toprağını ciddi anlamda temizledi. Emir ve Ömer'in de takıma dönmesi ile işler daha da iyi gidebilir. İnşallah bu maç reklam arası gibi olmaz da geride kalan maçlarda da aynı mücadele devam eder, ki, geride daha 9 maçın olması umutlarımızı yeşertiyor. Bir not da koç hakkında söyleyelim. Sürekli Pianigiani gitsin dememizin nedeni buydu. Yani o gidip Ertuğrul Hoca takımın başına geçmiş olsa, Ömer,Kaya,İlkan,Barış gibi oyuncular da oyuna dahil olacaktı ve bu düzelme çok daha erken ortaya çıkacaktı. Sinyore de bu şekilde takımı yönetecekse, tabi ki başımızın üstünde yeri var. Yerlilerin oyuna dahil olması, çarpı iki katkı veriyor takıma. Hem onlar katkı veriyor, hem de yerim garanti diye sahada yürüyen Andersen-Batiste kendine çeki düzen veriyor. Andersen bu rekabetten sağ çıktı ilk hafta. Batiste ise kenara alınırken verdiği tepkilerle ilk rekabet haftasının zayıf halası oldu ve bir daha da oyuna dahil olamadı.


Anadolu Efes'in içine Efes Pilsen kaçmış bu hafta. 50'lilerde biten maçları çok özlemişiz. Hele ki Fenerbahçe Ülker'le 90,100' lere abone olduğumuz bir sezonda ilaç gibi geldi bu maç. Sonuna kadar hak edilmiş bir maçı son dakikalarda kaybetme noktasına getirmek sinirlerimizi yıpratsa da, bir anda gelen 3 tane üçlükle bir maç içinde iki galibiyet sevinci yaşamış olduk. Zaten düşük olan sayıların dengeli şekilde dağılması galibiyet kadar sevindirici. Efes zaten çok önemli silahlara sahip. Bir oyuncu çıkıp 30 sayı atabilir. Ama hepsinin maç boyunca sıcak kalması, maçın sonunda kazanma şansımızı çok yukarılara çıkarıyor. Başa baş giden bu maçı kazanmak Final Four yolunda çok önemli bir adım oldu. Zalgiris 1 galibiyette kalırken biz 4-1 gibi güzel bir yüzde yakalamış olduk. CSKA'nın kendi evinde Malaga'ya yenilmesi de bence güzel oldu. Top 8 için Malaga'da önemli bir avantaj sağladı ama Efes için amaç Top 8 değil, grubu ilk ikide bitirmek olmalı. Yıldız oyuncuları var, çok iyi bir koçları var ve hepsinden önemlisi mücadeleleri sürekli yükseliyor. Efes'in gerçek gücünü göreceğimiz seriden ilki galibiyetle geride kaldı. Şimdi çok kritik bir Malaga deplasmanı var. CSKA'yı Rusya'da yenmenin morali olsa da Anadolu Efes istemedeği sürece bizi yenebileceklerini düşünmüyorum. Fenerbahçe Ülker umut tazelese de, Final Four yolundaki en önemli takımımız Efes, bu umudumuzun devam etmesi ve daha da güçlenmesi için haftaya çok önemli bir final maçı bizi bekliyor.

 

Sürekli yenilseler de bu ligte en keyif aldığım takımımız Beşiktaş. Ellerinden avuçlarında yüreklerinde ne varsa parkeye döküyorlar. İstanbul'da Fenerbahçe Ülker'e 98 atan Siena kendi evinde maçı 56 sayı ile, 3. çeyreği sadece 6 syı ile geçebildi. İstanbul'da 41 sayı atıp tarihe geçen, Arena'yı babası yaptırmış gibi davranan Brown 13 sayı atabildi. Demek ki rakibin gücü, sizin oynamasına izin verdiğiniz ile sınırlıymış. Çok önemli bir galibiyet olacaktı kazansaydık. Hem Beşiktaş için hem Fenerbahçe Ülker için. Bu kadar mücadele ve iyi savunmaya kaşrı kazanamıyor olmamız ise bütçe ve yıldız oyuncu yokluğundan başka bir şey değil. 1,2 ve 4. çeyreklerde 13-13-12 atabilmişiz, sadece 3. çeyrek 19 atabildik ki orda da zaten 13-6 gibi bir seri ortaya çıktı. Bu sezon böyle geçecek, her maç mücadele için sevinip skor için üzüleceğiz. Ama inşallah artık Erman Hoca biraz daha derli toplu bütçesi olan bir takımda çalışma imkanı bulur. Düzeltelim, inşallah Beşiktaş seneye biraz daha bütçesini yukarı çıkarır. Galibiyet alamasak da, Beşiktaş'ın maçını izleyen hiç bir basketbol sever ya da basketbol yazarı, "bu takımın burada ne işi var" demedi, diyemeyecek de.

DEĞİŞİMİ KUCAKLAMA ZAMANI



 

 

 

 

 

Cuma Güneş-Uranüs altmışlık açısı damgasını vuracak. Bu açı etkisiyle beklenmedik bir tarzda ve ataklıkla var olan yeteneklerinizi ortaya koyma şansınız olabilir. Kısıtlamalara boyun eğmek istemeyeceğimiz ve özellikle kendimizde ama bunun yanı sıra çevremizde de farklılık yaratmak isteğinde olacağımız bir etki olacak gökyüzünde. Değişik olaylar yaşanabilir ve değişik denebilecek insanlar girebilir hayatınıza. Bugün olanlar bilincimizde ani dönüşümler ve doğru bildiklerimizle ilgili önemli farkındalıklar yaşatabilir. İrade ortaya koymak gerektiren her şey için bir adım önde olacağımız söylenebilir. Yapılanlar ve yaşananlar sadece bize değil çevremizdeki insanlara da fayda sağlayacak nitelikte netlikler oluşturacak. Yani farkındalıklar dolaylı da olsa çevremizi de ilgilendirecek. Değişime direnç gösteren bir yapınız varsa bugün sizi biraz zorlayacaktır. Ama bu kez değişim kar sağlayacak ve sizin de hoşunuza gidecek. En iyisi direnmeyin...

Öğrenmeye, yeniliğe ve farklı olana açın kendinizi. Bilinçte dönüşümün keyifle olacağı güzel bir gün...Ancak olanların hızına müdahale etmemeye özen gösterin. Ne olacaksa biran evvel olsun ruh hali destek degil de köstek olabilir bugün için. Akşam saatlerinde kendimizi günün özgürlüğünden sonra oldukça kısıtlanmış ve engellenmiş kalıplarla bağdaşmayabilir. Kaygılı düşünceler ve negatifi üzerine çekme gibi bir durum da olabilir.

Ama biz günü bu şekilde yaşamadık ki… Sıra dışı ve her zaman ortaya çıkarmadığımız yönlerimizi keşfettik… kim bilir neler üretebilecek durumdayız… Günün uzantısı olan uçuşmalar akşam gelince birden kuralcı fikirlere takılabilecek. Siz yine de guzel fikirlerinizi ve iyimser bakış açınızı yitirmemeye ve fikir çatışmalarına girmemeye çalışın. Sizinkinin doğru olduğuna inanıyorsanız bile savunmak için kavgadansa suskunluğu tercih edin.

Saat 22:36 dan sonra ay boslukta olacak. Yani zaten aksam saatleri, kalıcı çözümler bulabilmek için çok verimli değil. Üstelik de uyum ve denge için kişisel çabaların yetersiz kalması da söz konusu olabilir. Sakinleşmek adına bir takım uğraşlara ağırlık verebilirsiniz bu akşam için. Mutlaka faydası olacaktır.

Samiye ÖZBAŞ SOYSAL

http://astrokarmik.blogspot.com/

25 Ocak 2013 Cuma

ULAŞTIRMA BAKANLIĞINDAN ÜCRETSİZ NAVİGASYON HİZMETİ

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nca hayata geçirilen Türksat tarafından teknik alt yapısı hazırlanan ''www.ulasim.gov.tr'' portalı, vatandaşlara, gidecekleri yerle ilgili alternatifli güzergah seçeneği ÜCRETSİZ sunuyor.



Hava durumu bilgileriyle zenginleştirilen portalda, vatandaşlar, gidecekleri güzergahtaki araçları maliyetine göre seçme şansına da sahip oluyor. Akıllı telefonlara indirilebilecek yazılım özellikle şehirler arası seyahatte büyük kolaylık sağlayacak.

 

24 Ocak 2013 Perşembe

SÖMESTR TATİLİNDE ÜCRETSİZ TİYATRO KEYFİ

Pınar Çocuk Tiyatrosu, Yaşasın Büyüyorum oyunuyla yarıyıl tatilinde çocuklarını tiyatroya götürmek isteyen ailelerin tercihi oluyor. Bir çocuğun doğumdan ergenliğe kadarki renkli dünyasını gözler önüne seren Yaşasın Büyüyorum, her cumartesi ve pazar 11.30’da Profilo Alışveriş Merkezi'nde öğrencileri bekliyor.

Çocukların bedensel gelişimine olduğu kadar zihinsel gelişimine de destek olmak için 25 yıl önce perdelerini açan Pınar Çocuk Tiyatrosu, yarıyıl tatilinde çocuğuyla kaliteli zaman geçirmek için kültürel faaliyetlere ağırlık veren aileleri bekliyor.

Bugüne kadar Türkiye’nin her bölgesinde yaklaşık 3 milyon çocuğu tiyatro ile ücretsiz olarak buluşturan Pınar Çocuk Tiyatrosu’nun bu sezon sahnelediği Yaşasın Büyüyorum oyunu, minik izleyicilerden büyük ilgi görüyor. Oyunun başkahramanı Can, sahnede doğumdan ergenliğine dek büyüme macerasını izleyicilerle paylaşıyor. Ona bu çok özel ve keyifli yolculukta, oyun boyunca sahnede anlatıcı görevini de üstlenen, iyi şansı ve hayatın olumlu yanlarını temsil eden Pofi ile kötü şansı ve olumsuzlukları yansıtan Gofi eşlik ediyor. Bir çocuğun doğumu ve hayatla tanışması, anaokulu macerası, okulu, öğretmenleri, arkadaşları, büyüme halleri ve gelecek hayalleri Can’da hayat buluyor. Hayallerinin peşinden giden Can’ın bu eğlenceli ve serüvenlerle dolu yolculuğunu izleyen çocuklar, Can’ın dünyasının ve kendi hayatlarının birçok ortak noktası olduğunu görüyor.

Yaşasın Büyüyorum, her cumartesi ve pazar 11.30’da Mecidiyeköy'deki Profilo Alışveriş Merkezi’nde minik izleyicileri ile buluşuyor. Oyun, 31 Mart’a kadar devam edecek. (Ayrıntılı bilgi 0212 216 43 69 numaralı telefondan alınabilir.)

DUYGUSAL GELGİTLERE DİKKAT!



 

 

 

 

 

Bugün saat 05:01 de Ay Yengeç burcuna geçiş yapacak. Bugün ve yarın ana konumuz aile ve ev olacak. Sevdiklerimiz için her türlü fedakarlığı yapmak, onların iyilik ve güvenliğini sağlayıp korumak gibi bir misyonumuz olacak. Memleket meseleleri de gündemi dolduracak diyebiliriz. Eğer varsa çocuğunuz ile her zamankinden daha çok bir arada olmanız ve onunla yakından ilgilenmeniz söz konusu olabilir. Bu günler biraz kırılgan ve alıngan olma riskimiz de var. Zarar görmemek adına içe kapanma ve sadece en yakınlarımızla bir arada olmaya çalışma gibi durumlar da olabilir.

Sabah saatleri ruhsal çalışmalar ve sanatsal aktiviteler için oldukça uygun. Fiziksel ya da ruhsal şifa almak kolay olacak. Tedavi planlarınız için kullanabilirsiniz günün erken saatlerini. Hayal gücümüz ve duygusal hafızamız gayet iyi çalışacak. Esin kaynağından fayda sağlayabileceğiz.

Aynı zamanda eski duygusal yaralarımızı onarmak için de fırsatlar çıkabilir karşımıza. Onların üzerini örtmeyi çok güzel beceriyoruz da açıp temizlemek pansuman yapmak her zaman işimize gelmiyor. Yokmuş ve hatta hiç olmamış gibi davranıyoruz.

Oysa bu gerçek anlamda bir işe yaramıyor. Eğer bir hastalığın tedavisini sonuçlanmadan yarım bırakmışsak nüks riskini göze alıyoruz demektir. Tam bir kür sağlamak için azıcık sabır gerekiyor. İste bu gün, bunun gibi şifasını yarıda bıraktığınız bir duygusal yaranız varsa iyileşmeye oldukça yakin olacaksınız. En derin yaralarin ana kaynagi da derin kirginliklarda yatiyor. Bu gibi durumlarda en çok şahit olduğum tepki şu oluyor: " yok ben onu unutttum. Benim icin hicbirsey ifade etmiyor, onunla ilgili “hiçbir şey” hissediyorum, onunla hiç işim olmaz, beni üzemez artık v.b. Bir sürü safsata... Affediş o kadar çok korkutuyor ki insanı... Neden bu kadar zor bu durum? diye düşününce, bir kez daha kırılmamak adına örülen duvarlardan herhalde diye bir cevap geliyor aklıma. Benim de bu hayatta henüz affedemediğim insanlar var. Ama üzerinde çalışıyorumJ Her fırsatı değerlendiriyorum. İste bu sabah sizin de eğer fırsatınız olursa bu konuda çalışın. Özellikle ailevi konularda sizi yaralamış kişileri affetmeyi deneyin. Umarim hep birlikte bazı yüklerimizden arınıp biraz daha hafiflemeyi becerebiliriz.

Öğle saatlerinde sabahın dingin enerjisi yerini çatışmacı bir ortama bırakacak. Sabahı ne kadar sakince geçirmişsek bu saatleri de o kadar az hasarla karşılayabiliriz. Özellikle sevdiklerimizle ilgili olabilecek bir mücadele söz konusu olacak. Sanki aslan kesilmişiz de canım dediğimiz insanları korumak adına uğraşıyoruz gibi olacak. Başımıza gelen olaylara, bize söylenenlere ani ve hırçın tepkiler verme riskimiz mevcut. Korumacı tavırlar ve sabırsızlık ise diğer beklenen tavırlar olacak. Düzeni korumak ile yenisini yaratmak arasında gelgitler yaşayacağız. Duygusal çalkantıların içinde bulabiliriz kendimizi. Tutarsız ve bizden beklenmeyen tepkiler vermek ve benzerlerini almak mümkün. Yorucu bir öğleden sonra gibi görünüyor ama günün ilk yarısını eğer verimli bir sukunet ile geçirmişseniz biraz daha fazla tolerans gösterebilirsiniz bu saatlerde.

“Gösterebilirsiniz” den bir adım öteye geçmek istiyorum. Gösterelim lütfen... Gösterelim ki yeni tarihli duygusal yaralara vesile olup ilerde bir de bunlarla uğraşmak zorunda kalmayalım. Günün geri kalanı ziyadesiyle hassas bir sekilde gececek. Ay' in baska bir temel acisi olmayacak ve gunu bu etkilerle tamamlayacagiz.

Samiye ÖZBAŞ SOYSAL

http://astrokarmik.blogspot.com/

23 Ocak 2013 Çarşamba

ZEKİ DEMİRKUBUZ SİYAD GECESİNE NEDEN KATILMADI?

Filmlerini hiçbir festivale göndermeme kararı alan Zeki Demirkubuz'un SİYAD gecesinden önce arandığı, buna rapmen geceye katılmadığı öğrenildi



Zeki Demirkubuz, başta "En İyi Yönetmen" ve "En İyi Kurgu" olmak üzere toplam 5 ödül alan filmi "Yeraltı"nın damga vurduğu SİYAD gecesine katılmamıştı.

Demirkubuz’un SİYAD yönetimi tarafından arandığı ancak buna rağmen geceye katılmadığı ortaya çıktı. Demirkubuz çarpıcı tweet’lerle dikkat çektiği Twitter hesabını da kapattı.

22 Ocak 2013 Salı

YENİ BİR SINIF DOĞUYOR; MİCRO-SUV

2000'lerin başında SUV sınıfı yenilikçi bir başlangıç olarak ortaya çıktığında bu kadar popüler olabileceği düşünülmemişti.

Off Road'lara göre daha narin ve yakışıklı görünen SUV'lerin en büyük atılımı BMW X5'in yakaladığı başarı olmuştu. Şehir için tasarlanmış olsalar da hepsi 4x4 özellikle donatılmış araçlardı. Her hangi bir off-road kadar da sağlam ve gerçek mekanikleri vardı. Yıllar geçtikçe SUV kategorisi araçlar o kadar popüler oldu ki hemen herkes bir tanesine sahip olmak istedi.



Orta sınıfta Nissan Quashqai'nin yakaladığı kitlesel başarı bir çok compact aracı geride bıraktı. Yine uygun fiyatlı Duster Dacia markasını da başka bir yere taşımayı başardı.

Fiyatları benzer olduğunda tüketicinin SUV tercih edeceği gerçeği anlaşılınca 2013'de daha da uygun fiyatlı daha da küçük Micro-Suv'lar birbiri ardına gelmeye başladı.

YENİ SINIFIN ÖZELLİKLERİ

-45 BİN TL'NİN ALTINDA FİYAT

-ÖNDE ÇEKİŞLİ (4X4 SEÇENEK OLARAK BİLE YOK)

-1600CC ALTINDA MOTOR HACMİ

-4000MM CİVARI UZUNLUK

-1600-1700MM CİVARI YÜKSEKLİK

-16" - 17" TEKERLEK ÇAPI

 

İŞTE SINIFIN ÜYELERİ

Nissan Juke

NISSAN JUKE

Nissan Juke micro-Suv sınıfın ilk ve tanıdık örneklerinden. 4000mm sınırındaki boyutu, sıradışı tasarımı ve dizel ve benzinli seçenekleri hayran kitlesini çoktan yarattı bile. Juke gerçek olduğuna inanılamayacak ölçüde sıra dışı bir tasarıma sahip.

 

Dacia Sandero Stepway:



Yeni Sandero Stepway; pratik ve uygun fiyatlı bir ‘crossover’. Şehir için tasarlanmış 4000mm'nin altındaki boyutları ile asla park sorunu yaşatmayacak, aynı zamanda yüksek yapısı ile mükemmel bir görüş açısı sunabilecek bir crossover.

Yeni Sandero ve Yeni Sandero Stepway yeni Dacia tasarım çizgisini benimsiyor. Yeni Sandero Stepway SUV görüntüsü ile beğeni topluyor.

 

Peugeot 2008

4.16 metre uzunluğundaki 2008, Peugeot'nun 208'den önceki iki küçük sınıf neslinde yer verdiği station versiyonların da sonunu getiriyor.



208'den tanıdığımız benzinli ve dizel motor seçeneklerinin sunulacağı 2008, yılın ikinci çeyreğinde yollara çıkacak. 4 tekerlekten çekiş yerine 3008'den tanıdığımız önceden tanımlı programlara sahip çekiş kontrol sistemi Grip Control, küçük SUV'nin, daha doğrusu crossover'ın farklı yol koşullarında rahat ilerlemesi için çalışacak

 

Renault Captur

2011 Cenevre Otomobil Fuarı'ndaki radikal bir konseptle bizi Captur adıyla tanıştıran Renault, seri üretimde doğal olarak çok daha normal ve kabul edilebilir bir tasarıma yönelmiş. Markanın son dönem tasarım DNA'sını yansıtan Captur için büyütülmüş bir Clio tanımı da yapmak mümkün. 4.12 metre uzunluğundaki Captur'da Clio'da sunulan tüm donanımlar ve baz motorlar hariç tüm üniteler görev yapacak.



Fransız markanın pek de başarılı olamayan küçük MPV'leri Modus ve Grand Modus'ün üretimlerinin bitmesiyle doğan boşluğu da dolduracak olan Captur'da 4 tekerlekten çekiş sistemi yerine opsiyonel olarak mekanik bir ön diferansiyel kilidi de sunulacak.

Fiat Panda 4x4



Panda bu sınıfta fosil sayılacak kadar eski bir marka aslında. Hem de 2013 yılında bie sınıfta sunulmayan 4X4 seçeneği ile.

Yeni Fiat Panda 4X4, başarılı sürüş özellikleri ve yüksek konforunun yanında üstün off-road kabiliyetiyle SUV sınıfında yer alan güçlü ve büyük rakiplerini geride bırakarak “2012 Yılının SUV’si” seçildi. Uygun fiyatı ve mükemmel arazi kabiliyeti ile 2013 yılına damgasını vuracak.

Macera tutkunları için geliştirilen ELD (Elektronik Kilitli Diferansiyel) fonksiyonuna ek olarak kaygan arazi koşulları ve yokuşlarda devreye giren ESC (Elektronik Denge Kontrolü) sistemiyle donatılan Yeni Fiat Panda 4X4, sürücüsüne zorlu yol ve arazi koşullarında konforlu ve güvenli kullanım özellikleri sunuyor.

“Start&Stop” sistemine sahip olan yeni 85 HP 0.9 TwinAir Turbo benzinli ve 75 HP 1.3 MultiJet II dizel motor seçenekleriyle Yeni Fiat Panda 4X4, özel olarak geliştirilen düşük vites aralığına sahip 6 ileri manuel şanzımanı sayesinde daha iyi yokuş kalkışı, daha fazla esneklik ve hızlanma sağlıyor.

Toyota Urban Cruiser



Toyota'nın Tomarrow anlayışının bir ispatı gibi 4. yılına giren Micro-Suv. Hak ettiği ilgiyi göremeyen araç bugün ilgi odağı olmuş modellerin habercisi gibiydi.

Yeterince yüksek olmaması ve yeterince büyük tekerleklere sahip olmaması modelin tam anlaşılamamasının en büyük nedeni.

Kia Soul



Nevi şahsına münhasır Kia modeli ise tüm kalıpları zorlayan, sıra dışı ve sanatsal izler taşıyan bir tasarım.

Kia’nın benzersiz, sıra dışı ve en ilgi çeken modeli olarak kabul edilen Yeni Kia Soul artık daha zarif, yenilikçi ve şık hale geldi. Ayrıca sürüş performansı da arttı. Yenilenen kasası ile motor performansları geliştirildi ve 1,6 litrelik dizel motor 128 beygir güce sahip oldu. Eğer Yeni Kia Soul almayı düşünüyorsanız hem manuel hem de otomatik vites seçeneklerinden birini tercih edebilirsiniz.
kia soul beyaz renk
Amerika’da tasarlanan Yeni Kia Soul Kore’de geliştirilirken, Avrupa’da da son halini aldı ve 2011 yılının Eylül ayında Frankfurt otomobil fuarında yeni tasarımı tanıtıldı. Çok beğenilen yeni tasarımı ile Yeni Kia Soul daha zarif ve dengeli bir araç haline getirildi. Daha atak hale gelen Yeni Kia Soul 128 beygirli olması nedeniyle daha sessiz ve konforlu.

 

BERRAKLI ÇANAKKALE FİLMİ REKOR KIRIYOR

Gürkan Uygun ve Berrak Tüzünataç'ın sinemada bambaşka karakterlere büründüğü Çanakkale Yolun Sonu filmi şimdiden büyük ilgi görüyor.

Başrollerini Kurtlar Vadisi dizisinin fenomen karakteri Memati Baş’ı canlandıran Gürkan Uygun, Umut Kurt, Berrak Tüzünataç ve Mahir Günşiray’ın paylaştığı Çanakkale: Yolun Sonu filminin teaser görüntüleri sosyal medyada izlenme rekorları kırıyor. Geçtiğimiz hafta Cuma günü tüm Türkiye’de önce sinemalarda, ardından internet üzerinden izlenen teaser görüntüleri sinemaseverlerden tam not aldı. Stephen Chance ve Ben Warwick’in de rol aldığı Çanakkale: Yolun Sonu filmi 15 Mart 2013’te vizyona girecek. Sosyal medyanın forum sayfalarında özellikle filmin görsel efektlerinden beğeni ile söz ediliyor.

POZİTİF ETKİLERİ ÜZERİNİZE ÇEKEBİLİRSİNİZ



 

 

 

 

 

 

Salı sabahına uyandığımızda üzerimizdeki geceden kalan iyilik hali devam ediyor olacak. Pozitif bakış açısı gerçek anlamda da tüm pozitifleri çekebilir yanımıza. Fırsatlarla dolu bir sabah olacağı belli. İyiliğe olan niyetimizi hiçbir şeyin bozmasına izin vermeyelim bu güzel güne başlarken. Bunun olabilmesi için tabi ki olası risklerin neler olduğunu da bilmemiz gerekiyor.

Arkadaş canlısı ve veren, feda eden tavırlar, istemeden de olsa olumsuzluklara vesile olabilir. Kendimizi güvende ve şanslı hissedecek olmamız, kendimizi sıradan risklerden bile sakınmamıza engel olabilir. Oldukça sosyal ve insanlarla iç içe olmak isteyeceğiz ama bunun aşırı ve sizi yoran samimiyetlere dönüşmemesine dikkat etmenizi öneririm. Affedicilik de yüksek olacak mutlaka ama bu da iyi niyetin kötüye kullanılmasına neden olabilir mesela. Üstelik de kırıcı olabilecek tavırlarla karşılaşma ihtimalimiz de var sabah saatlerinde. Duyduklarınızın ve gördüklerinizin olumlu ya da olumsuz anlamda abartılar da içerebileceğini göz ardı etmeyin derim bir de…

Bu bahsettiklerimin ana fikri her şeyin uygun doza bağlı olduğu yönünde. Eğer doz ayarlamayı becerebilmişsek ne kadar da mutlu bir sabah olacak inanamazsınız.

Öğlen saatlerinde gün boyu etkisini gösterecek olan Merkür-Uranüs altmışlık açısı kesinleşecek. Bu açı etkisiyle Kova burcunda olan Merkür iyice hız kazanacak. Yeniliklere ve keşiflere açık olan zihnimiz uçuşacak gün boyunca. Toplumsal nitelikteki konulara açıklık getirmek, parlak çözümler ve fikirler üretmek, yaratıcı düşüncelerimizi ortaya sürmek için ideal bir gün. Teknolojik konular, kronik olabilecek sorunlara çözüm üretmek adına adımlar, bilgiye ulaşmak için yapılabilecek her türlü faaliyet, beyin fırtınası toplantıları v.b. şeyleri özellikler öğlen saatleri olmak üzere günün geneli için planlayabilirsiniz. Olaylara genelde olduğundan bambaşka bir açıdan bakma şansımız olacak. Herkes kendi adına güzel fikirler üreteceğinden, kendisininkinin kabul edilmesi için de ısrarcı olabilir. Yani fikirsel çatışmalar da olabilir eğer biz her şeyin aslında bütüne hizmet ettiğini görmezden gelirsek.

Bugün ani bir seyahat de gündeme gelebilir. Gruplarla bir arada yapılan şeylerden daha fazla verim alınacağını da söyleyebilirim. Birçok fırsatla karşılaşıp, sürpriz niteliğinde haberler de alabiliriz. Amatör ruhlu bir heyecanımız olacak ilgi duyduğumuz konular ile ilgili olarak. Bu heyecanı yaşarken eğer ortamda var ise, olayı ve bizi yöneten kişileri yok saymamaya ve bu heyecana yenik düşüp mevki ve konum saygısını elden bırakmamaya özen göstermenizi önerebilirim. Ve de aynı zamanda sırf yenilik getireceğim diye var olan ve işleyen düzeni bozmamaya dikkat etmek gerekecektir. Bunlar öğleden sonrasının önemli sayılabilecek riskleri. Günün tamamı çok özel ve zihnimizin üzerindeki kışlık yorganları kaldıracak uyaranlarla dolu olacak. Bu fırsatı değerlendirmek lazım… Birden fazla kişi bir arada olabilirse çok daha faydalı olacak. Ama böyle bir fırsatınız yok ve tek başınıza kaldıysanız bile, genele ne kadar çok fayda sağlayabilir ürettiklerim diye düşünebilirsiniz.

Samiye ÖZBAŞ SOYSAL

http://astrokarmik.blogspot.com/

21 Ocak 2013 Pazartesi

METE'Yİ BİR DE MAHMUT İLE MERYEM'DE GÖRÜN

“Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisinin Mete’si Aras Bulut İynemli, Azerbaycan-Türkiye ortak yapımı “Mahmut ile Meryem” filminde başrolü üstlendi. İyemli’ye Meryem karakterini canlandıran Eva Dedova eşlik etti.

 


Yapımcılığını Duka filmin yaptığı Azeri yazar ve siyasetçi Elçin Efendiyev’in“Mahmut ve Meryem” romanından uyarlanan, Azerbaycan-Türkiye ortak yapımı filmde başrolleri Aras Bulut İyemli ile Eva Dedova paylaştı. İynemli, 16’ncı yüzyılda geçecek filmde Han’ın oğlu Mahmut’u canlandırıyor. Filmin yönetmenliğini ise Mehmet Ada Öztekin yaptı.

Filmde Cemal Hünal ‘da konuk oyuncu olarak rol alıyor. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan filmin fragmanı eleştirmenlerinden tam not aldı.

AYÇA VARLIER'İN İL SOLO ALBÜMÜ; ELİF

Taş Mektep filminin başrol oyuncusu Ayça Varlıer, Elif adlı albümüyle de gündemde. Elif, Varlıer'in bugüne kadar bilinmeyen yeteneğini ortaya koyuyor


Oyuncu Ayça Varlıer ilk solo albümü 'Elif'le müzikseverlerin karşısına çıkıyor. Varlıer, TMC Müzik'ten şubat ayında çıkacak albümündeki 'Kumdan Kale' şarkısına Gökhan Palas'ın yönetmenliğinde klip çekti. Albüm heyecanı taşıyan Ayça Varlıer bir yandan Taş Mektep filminin vizyona girmesi için gün sayıyor. Taş Mektep 15 Şubat'ta vizyona girecek.

MÜZİK HAYALİ HİÇ BİTMEDİ

Bugüne kadar sinema ve tiyatro oyunlarının yanı sıra müzikallerde de rol alan Ayça Varlıer sadece özel gecelerde sahneye çıkıyor ve caz parçaları seslendiriyordu. İlk solo albümünde Ayça Varlıer'in beş bestesi yer alıyor. Albümde biri versiyon olmak üzere 8 şarkı yer alıyor. Mehmet Teoman, Müfide İnselel, Eylem Pelit, Cenk Taşkan ve Figen Şakacı'nın imzası bulunan şarkılarla birlikte Ayça Varlıer'in de 5 bestesi var. Unutulmaz klasiklerden 'Beni Benimle Bırak' adlı şarkıyı da seslendiren Ayça Varlıer'e bu şarkıda Yaşar eşlik ediyor. Ayça Varlıer bu zamana kadar ne kadar oyuncu olarak tanınsa da, 16 yaşından beri müziğin içinde olduğunu ve müziğin hayalini de hep içinde yaşattığını söylüyor.

YENİ BAŞLANGIÇLARI BAŞKA BİR GÜNE ERTELEYİN



 

 

 

 

 

 

Pazartesi sabahı itibariyle, öğleden sonraya kadar Ay Boğa burcunda ve boşlukta ilerleyecek. Hafta sonu nedeniyle tamamlanmayı bekleyen işlerinize yoğunlaşmak uygun olabilir. Ay'ın burç değiştirene kadar önünde her hangi bir temel açısının olmayacak olması, başladığımız işlerin sonunun nereye varacağını da belirsiz kılıyor. Bu nedenle de yeni bir başlangıç için mümkünse Ay'ın boşluktan çıkmasını beklemek daha uygun olabilir. Haftaya çok hızlı bir başlangıç yapmıyoruz belki ama çalışkanlıkla birlikte sorumlulukların layıkıyla yerine getirileceği bir gün olacak diyebiliriz. Genel anlamda hem işlerimizi tamamlamak isteyeceğiz hem de keyfimizden feragat etmeyeceğiz. Acil işleriniz varsa özellikle sabah saatlerinde, "Neyse canım, geç olsunda güç olmasın" diye kendinizi telkin etmeye başlayın şimdidenJ

Saat 16:05 de Ay 2 gün için İkizler burcuna geçecek. Günün çoğunluğunda bizi etkisi altına alan rahatlık ve sukunet birden yerini aceleci bir ruh haline bırakacak. Huzur ikinci plana gerileyebilir sakıncası yok ama ne olursa olsun mutlaka hareketlilik ve hız olsun isteği bu. Karasızlık ve tutarsız tavır ve tepkiler beklenebilir bu iki gün boyunca. İş ya da özel amaçlı kısa seyahatler, eğitim ve sosyal içerikli toplantılar gündeme gelebilir. Yazılı ve sözlü her türlü iletişim metodunu verimli bir şekilde kullanma ve de tabiri caizse suyunu çıkarma eğiliminde olacağız. Bilgi peşinde koşma ve bu bilginin niteliği konusunda bir kaygı taşımama durumu söz konusu olacak. Sosyallik açısından güzel ancak ruhsal dinginlik açısından yorucu günlere adım atıyoruz bu saatlerden sonra.

Akşam saatlerinin kendimizi ve isteklerimizi ifade etmek açısından oldukça verimli olacağı görünüyor. İletişimde herhangi bir aksaklık olmadan, uyumlu bir akşam geçireceğiz. Anlayış ve hoşgörü göstermekte zorlanmayacağız hayatımızdaki insanlara karşı. Keyifli bir akşam ancak tek handikapı yaşananlarda ve söylenenlerdeki gerçekleri görmekte zorlanma ve olaylara haddinden fazla iyimserlikle yaklaşma olacak.

Mutlu olmak tek amaç olduğundan, tüm olumsuzlukların önüne set çekeceğiz adeta. Bu set engel olmak değil de görmemek adına çekilecek. Hal böyle iken biz görmedik diye yok olacaklar mı o olumsuzluklar? Tabi ki hayır. O zaman bize düşen, bu akşamın dengeli ilişkilerinin ve güzel enerjisinin tadına varmak ancak kalıcı ve uzun vadeli planlar için “ok” demeden önce 2 kez düşünmek. Hatta mümkünse herhangi bir taahhüdün altına girmemek. Ciddi anlamda gerçek niyetleri fark edememe riskimiz olacak. Bırakın niyet sorununu, olacakların sonucunun neye varacağını da kestiremeyeceğiz. Bu akşamı hoş bir müzik eşliğinde sevdiklerimizle bir arada veya yalnız bir şekilde hayattan tat aldığımız güzel bir zaman dilimi olarak yaşamak en iyisi. Karar alınacak bir akşam olmadığını özellikle belirtmek istiyorum. Sanatsal aktiviteler ve bilgi alışverişleri içerikli görüşmeler için oldukça uygun. Geceyi zihinsel olarak aktif geçireceğiz.

Samiye ÖZBAŞ SOYSAL

http://astrokarmik.blogspot.com/

20 Ocak 2013 Pazar

DİZEL CİVİC'İN FİYATI BELLİ OLDU; DİZEL CİVİC KAÇ LİRA?

Civic tarihinde bir dönüm noktası olan İ-DTEC dizel motor bugün Civic hayranları ile buluşuyor. Civic efsanesinin Hatckback kasada doğmuş olmasından efsane motor efsane kasada satışa sunuluyor.



Honda’nın ‘Earth Dreams Technology’ motor serisinin ilk ürünü olan, 1.6lt dizel motora sahip yeni Civic HB, 20 Nisan’da Türkiye’de satışa çıkıyor. i-DTEC motoru ile 100 km’de 3.6 litrelik yakıt tüketimi ile kendi sınıfında dünyanın en tasarruflu otomobili olan Civic HB, daha şık ve daha dinamik bir tasarıma sahip. Honda, Türkiye’de uzun zamandır beklenen dizel motora sahip yeni modelini 20 Nisan’da Türk tüketicilerinin beğenisine sunuyor. İlk kez İstanbul Otomobil Fuarı’nda görücüye çıkan yeni Civic Hatchback, Honda’nın ‘Earth Dreams Technology’ motor serisinin ilk ürünü olma özelliği taşıyor. 1.6lt dizel motor seçeneği ile satışa sunulacak olan yeni Honda Civic HB, sportif ve gelişmiş özelliklerinin yanı sıra daha şık ve daha dinamik bir tasarımla tüketicilerin karşısına çıkıyor.

FİYATLAR

Dizel Civic fiyatları biraz yüksek görünse de en yakın rakibi Golf ile kıyaslandığında makul kalıyor.

Comfort Düz Vites 1.4 Benzin 48.900

Sport Düz Vites 1.4 Benzin 51.900

Comfort Düz Vites 1.6 Dizel 61.000

Sport Düz Vites 1.6 Dizel 64.000

KAYGI VE KOŞTURMACAYI KENARA KOYMA ZAMANI



 

 

 

 

 

 

Pazar sabahı da çok keyifli bir şekilde uyanacağız. Pozitif olanı görme ve negatife takılmama gibi bir etki olacak gökyüzünde. Aslında ne kadar da güvende olduğumuzu ve varlığına şükredecek ne kadar çok şeyimizin olduğunu zorlanmadan görebileceğimiz bir sabah olacak.

Aşkın büyüsünü hissedeceğiz, sevginin verdiği güven ve huzuru... Olaylara çözümcül yaklaşmak hayatımızı aslında nasıl da kolaylaştırıyor diye görmek için örnekler yaşanacak. Bırakın bugün için tüm kaygı ve koşturmacaları bir kenara. Bunu boş vermişlik olarak değil de bizi şarj edecek kısa bir mola olarak görmek daha güzel olur. Madem gökyüzü de bu kadar destekliyor boşa gitmesin. Tatlı tatlı bir tembellik ve dudaklarımızda gülümsemeyle, sevdiklerimizle bir arada geçirilebilecek şans niteliğinde bir gün olacak.

Akşama kadar bu dingin sevginin gücünü yoğun bir şekilde hissedeceğiz. Akşam saatlerinde ise heyecana kapılmamız ve telaşla hareket etmemize neden olacak şeyler yaşanabilir. Dürtüsel olarak aceleci tavırlar ve sanki o sakin günü yaşayan biz değilmişiz gibi bir gerginlik olası riskler olacak. Öfkeye ve mantık süzgecinden geçmemiş tepkilere açık bir etki bu. Ancak bu tavırların güzel ruh halinizi bozmasına ne olur izin vermeyin… Sabır, gösteremeyen için uzak bir erdem biliyorum ama tepkiyi yansıtmadan önce verilen kısa bir sukunet mutlaka olayı yumuşatacaktır. Çatışmaları tamamen ortadan kaldırmasa bile "Kar kardır " diye bakmak lazım olaya. Önerim dikkatinizi başka şeye yöneltmeniz. Bu parlayan enerjiyi bambaşka bir şekilde boşaltırsanız kalpleri kırmaya fazla bir şey kalmayacaktır. Göstereceğiniz tolerans karşınızdakini sizden değil sizi sizden koruyor olacak... Zira böyle bir durumda insan en büyük zararı kendine veriyor... Hızlı hareketlerden kaynaklanan fiziksel kazalara ve duygusal körlüklerden kaynaklanabilecek gönül yaralarına karşı dikkatli olmanızı tavsiye etmekten başka bir şey gelmiyor insanın elinden.

Saat 20:17 sonrası Ay boşlukta olacak. Kalıcı ve sağlam olayların başlangıcı için uygun bir akşamda değiliz.

Samiye ÖZBAŞ SOYSAL

http://astrokarmik.blogspot.com/

19 Ocak 2013 Cumartesi

LAMBORGINI'DEN BUZ GİBİ BİR MİSİLLEME

Geçen yıl tam da bu günlerde Ferrari FF'i çıkarmıştı. 4x4 Supercar deneyimi fazlaca ilgili görünce Ferrari'nin 40 yıllık gediklisi Lamborgini bombayı patlattı.



6.5-litre V12  691 hp en önemlisi 4X4 bir Süper car! Lamborgini LP-700, FF tahtının tadını çıkaramadan geldi.

LP-700-4'ü Teknik olarak tanıyalım;

6438cc kapasiteye sahip 60 derece V12 motora sahip

Motor beygir gücü/tork oranları 700bg/690nm

0-100 km/h arasını 2.9 saniye

Max. hız 350 km/h

Emisyon değeri kilometre başına 398 gram

4X4 100 kilometrede 17.2 litre yakıt tüketiyor

Araç 7 ileri vitese sahiptir ve her vites arasında 50ms'lik bir fark var.

 

 

GÜNEŞ KOVA BURCUNDA! PEKİ BU BİZİ NASIL ETKİLEYECEK?



 

 

 

 

 

 

Cumartesi günü saat 02:41 den sonra kısa süreli boşluğun ardından Ay saat 03:37 de Boğa burcuna geçecek.Hafta sonu için güzel sayılabilecek bir etki bu. Keyfimize bakmak, hiçbir şey için aceleci davranmayıp huzuru ve temel ihtiyaçlarımızı her şeyin önünde tutmak isteğinde olacağız bu iki günde. Güvende olmak ve risksiz mutluluğu korumak için uğraşacağız. Maddi konularda temkinli olmak ve çalışkanlık da ayrıca beklenen tavırlar olacak bu hafta sonu için. Biraz da yediğimiz içtiğimiz konusu önem kazanacak. Aman dikkat. Her ne kadar hafta sonunu leziz yemekler eşliğinde geçirmek kulağa hoş gelse de, pazartesi sabahı tartıda görmeyi umut etmediğiniz rakamlar hep aklınızın bir köşesinde bulunsun. Bulunsun ki boğazımıza dur demeyi bilelim.

Sabahın erken saatlerinde bizim hiçbir sıkıntımız olmasa bile etrafımızda duyduğumuz ve gördüğümüz dertlere başımızı çevirip yolumuza devam edemeyeceğiz. Olaylara yaklaşımda "yapabileceğim bir şey var mı?" sorusundan öteye bir yakınlık duymaktan bahsediyorum. El atıp durumu düzletmek, el atıp dardaki kişiyi ayağa kaldırmak v.b. şeyler bizi kendine çekecek olan durumlar. Aynı zamanda herhangi bir şifa tekniği ve tedaviler açısından da olumlu etkiler olacak gökyüzünde. Yine sabah saatlerinin, inancınız doğrultusunda rahatlatıcı aktiviteler için çok faydalı olacağını da söyleyebilirim. Dua, meditasyon gibi şeyler için erken kalkmak huzur verici olabilir. Bu kadar da duyarlı iken belki de sadece kendi adınıza değil, bütünün hayrına bir ruhsal çalışma yapabilirsiniz. Bir kişinin bile buna niyet etmesi iyiliğe giden yolda bir adım olacaktır. Bu hafta arasında “bir kişi dünyayı nasıl değiştirir” içerikli bir video dolaştı sosyal paylaşım sitelerinde. Ben izlerken gözyaşlarımı tutamadım açıkçası. Buna inanmak ve ona göre hareket etmek… İnancını hiç yitirmeden... Size de izlemenizi tavsiye ederim. “Yok canım” demeden... “neden olmasın?” diyerek...

Bu sabahın bir diğer etkisi de ilham dağıtan sihirli değnekli periler olacak… İşiniz veya bir hobiniz bunu gerektiriyorsa aman kaçırmayın derim. Uykudan fedakarlık pişman etmeyecek bizleri... Sonuçta güne bu yumuşacık enerji ile başlayacağız.

Saat 09:25 de Merkür 5 Şubat tarihine kadar kalacağı Kova burcuna geçiş yapacak. Bu süre içinde zihnimiz oldukça gerçekçi ve verimli olarak çalışacak. Yeni fikirler üretmek ve olaylara orijinal bir bakış açısı getirmek açısından her zamankinden daha şanslı olacağız. Düşüncelerimize müdahale edilmesi hele ki kısıtlanmaya çalışılması kabul edilir şeyler olmayacak. Herkes özgürce görüşlerini dile getirmek isteyecek. Bu arada da herkese göre kendi fikri en kabul edilesi olan görünecekJ Yani zıtlaşmalara açık ancak geliştiren düşüncelerin, akılcı ve kalıcı çözümlerin, mantık ve bilginin değer kazanacağı, sezgisel ve duygusal olanın pek rağbet görmeyeceği bir dönem olacak. Boş konuşmalardansa daha çok bilgi ve gerçeklik barındıran konuşmalar duyacağız bu dönemde etrafımızda. Projeler ve yenilikçi çalışmalara için ideal bir dönem. Zihinsel olarak bu dönemde üretilenler tatmin edici olacaktır.

Akşam saatlerine kadar Ay'ın temel bir açısı olmayacak ve Boğa burcunda, huzura hizmet eder şekilde ilerleyecek.

Akşam saatlerinde ise duyarlılığımız iyice kendini belli edecek. Özelikle hayatımızdaki dişi karakterlerle bir uyum hakim olacak. Duyarlı ve anlayışlı olmak kolay olacak. Bu akşam için, eski kırılganlıkların artık o kadar da can yakmadığını göreceğimiz olaylar yaşayabiliriz.

Tamamı bir eğlence unsuru barındırmıyor belki ama ben anlatırken bile keyif aldım günün temalarından. Şimdiden olumlu olan tüm etkileri sardı bile beni. Umarım size de böyle bir etki bırakır, bırakacaktır...

Gece gün dönmeden önce saat 23:51 de Güneş de bir ay için Kova burcuna geçiş yapacak. Bu bir aylık süre boyunca insanlarla bir arada olmak, birlikte ve herkese fayda sağlayacak çalışmalara imza atmak, bilginin ve yenilikçi olanın peşinden koşmak, merhametli ve hümanist tavrımızı ön plana çıkarmak eğiliminde olacağız. Günün bütüne hizmet eden güzellikleri devam ediyor yani… Dostluk ve sadakat önem kazanacak. İçinde bilgi ve bilimsellik olan ispatlanabilir her şey bizi kendine çekecek. Olaylara adam sende tavrıyla değil de idealler uğruna hareket eden ve adeta bozuk olan her şeyi düzeltmeyi misyon edinmiş tavırlarla yaklaşacağız. Bireyselden ziyade içinde bulunduğumuz grupların ve toplumun sorumluluklarını ön planda tutmak ve hep birlikte bir adım öne götürecek çalışmalarda yer almak isteyeceğiz. Hem birey olabilmek ve bireysel özgürlüğünü dimdik ayakta tutabilmek hem de bizimle birlikte herkesin de kendisi ve “bütün” için bu savaşı verdiğine şahit olmak, desteklemek... İşte bu enerji, insanı uykudan uyandıracak nitelikte bir enerji...

 

Samiye ÖZBAŞ SOYSAL

http://astrokarmik.blogspot.com/

NİHAYET APPLE TV TÜRKİYE'DE

Apple TV Bilkom tarafından Türkiye'de hizmete açıldı. İndirilebilir online film arşivi oluşturmanın en kolay yolunu sunan Apple TV diğer Apple cihazlarındaki gibi iTunes üzerinden müzik ve film satınalma işlemini saniyeler içinde gerçekleştirmenizi sağlıyor. Apple TV ile iTunes üzerinden arzu ettiğiniz her şeyi izleyebilirken, Apple’ın AirPlay özelliği sayesinde iPhone, iPad ve iPod Touch’ınızdan da yayın yapabileceksiniz. Evde TV izleme alışkanlıklarını tamamen değiştirecek Apple TV; Bilkom Güvencesiyle yetkili Apple satış noktalarında ve teknomarketlerde Ocak ayında raflarda olacak.

Apple TV Türkiye'de

Uzun zamandır beklenen ve geçtiğimiz ay yerli - yabancı içeriklerle Türkiye’de de yayına başlayan iTunes Store üzerinden bağlanacağınız Apple TV ile 1080p çözünürlüğünde pek çok filmi, video klibi, canlı spor müsabakalarını, haberleri, en sevdiğiniz oyunları, fotoğraf slayt gösterilerini; kısacası izlemek istediğiniz her şeyi geniş ekran televizyonunuzda kablosuz olarak oynatabileceksiniz.

Apple iCloud teknolojisinden destek alan Apple TV bir gece lambasından daha az enerji tüketiyor. Apple ID kimliğiyle iCloud kullanan tüm Apple kullanıcıları, iCloud’a Apple TV üzerinden de erişebiliyorlar. Bu özellik ile iCloud’da saklanan tüm fotoğrafları Apple TV üzerinden ekrana yansıtmak mümkün oluyor.

Kolay bir arayüze sahip Apple TV için Bilkom dijitalyasamkocu.com internet sitesi üzerinden kullanım ile ilgili yardımcı içerikler sunuyor.

Apple TV'nin Bilkom tarafından tavsiye edilen satış fiyatı taksitli olarak KDV dahil 313 TL; peşin olarak KDV dahil 294 TL.

XPERIA Z HERKESE İYİ GELECEK

Zirvede kapışan Apple ve Samsung'un yalnızlığı bizler için biraz da sıkıcı olmaya başlamıştı açıkçası. Yıllardır beklenen Nokia atılımı da Lumia 920 ile umut verse de beklenen sertlikte olmamıştı. Xperia Z tam da böyle bir zamanda geldi. Yani hepimiz Apple ve Samsung derbisine alışıp sıkılmışken Japonlar "Biz de varız!" dediler.


Rekabet teknolojik ilerlemenin ve teknolojinin bize ulaşmasındaki fiyatlamanın olmazsa olmazı. Bu açıdan ne kadar çok firma başa yarışırsa o kadar hızlı gelişen teknoloji bize uygun fiyatla ulaşır.

SONY'NİN TOP MODELİNİN VURUCU ÖZELLİKLERİNİ TANIYALIM;

5" ekran

1080 x 1920 Tam HD ekran

2 gb ram

13.1 mp kamera

1080p Full HD çekim

2330 mAh Li-Ion, 2G açıkken 14 saate kadar konuşma, 3G açıkken 11 saate kadar konuşma, 3G açıkken 530 saate kadar bekleme, 2G açıkken 550 saat bekleme, 40 saate kadar müzik dinleme süresi.

BU RAKAMLAR NE ANLAMA GELİYOR?

En özet şekli ile Xperia Z iPhone5'den de Galaxy S3'den de Lumia'dan da HTC OneX'den de donanımlı hızlı ve "iyi" bir cihaz.

Ama rakiplerinin Sony'e cevap vermekte gecikmeyeceklerini ve özellikle Samsung'un Galaxy S4 ile en güçlü Smartphone Xperia Z'yi aşacağını tahmin ediyoruz.

 

 

 

18 Ocak 2013 Cuma

'YARIN AKŞAM KİMSEYE SÖZ VERMEYİN' DEMESİNİ BEKLİYORUM


Ekranlarda alt yazı olarak “Birand’ ı kaybettik…” ,” Maalesef olmadı, kaybettik.” yazıyor. Algılarım bozuk sanki. Okumayı mı unuttum? Yanlış okuyor olmalıyım diyorum, ekrana bakamıyorum. Duymak istemiyorum anlatılan hiçbir şeyi. “O haberlere inanmayın yoğun bakımdaydı hep olur böyle haberler” diyorum kendi kendime. Gerçekten beynim uğulduyor. Ama bir yandan da televizyonu kapatamıyorum sanki kapatırsam her şeyi kabullenecekmişim gibi geliyor… Yarın akşam kimseye söz vermeyin diyerek kapatırdı ya haberleri, öyle bir şeyler bekliyorum kapatabilmek için, böylesi sanki kucaklaşmadan vedalaşmadan kopup gitmek gibi.
Ekranlarda olup da aileden biri gibi olmak vardır ya işte öyleydi. Samimiydi. Onu nasıl tarif edebilirim ki? Nasıl anlatabilirim bilmiyorum… Sözün bittiği yerdeyim. Bir aile büyüğüm gibi görmüşüm, öyle sevmişim meğer. Pek çok defa haber saati yaklaştığında bir panikle “Birand’ ım başlıyor televizyonu açalım.” demişimdir. Ya da izlerken pek çok defa ekrana gülümsediğimi sanki karşımda oturuyormuş gibi tepkiler verdiğimi fark etmişimdir. Hatta itiraf ediyorum o programı kapatırken öpücük yolladığımı ya da el salladığımı, tabi ki kimseye randevu vermeyiz falan dediğimi bilirim. İçimde garip bir öfke var. Nasıl yapar bunu? Nasıl gidebilir? Gerçekten aklım almıyor…
Onunla ilgili program yapabilenleri de hiç anlamıyorum. İzlediklerim arasında sadece Deniz Arman’ ı gözyaşları içinde konuşmakta zorlanırken ve dağılmış bir halde gördüm. Nasıl ağlamadan konuşabiliyorlar, nasıl dimdik durabiliyorlar? Onu yüz yüze hiç tanımadığım halde ben bu haldeyim, onunla onca vakit geçirip de nasıl bu kadar soğukkanlı olabiliyorlar? Ya da programdan sonra bir köşeye çekilip ağlıyorlar mı? Profesyonellik böyle bir şey olmalı… Daha fazla yazamıcam. İnanamıyorum, inanmak istemiyorum. Evet, çocuklar gibi hüngür hüngür ağlıyorum.

Başak SULTAN