reklam

9 Ocak 2013 Çarşamba

EUROLEAGUE'DE SAVUNMA EFSANESİ DOĞDU

Euroligte Top 16'da ilerlemeye başlıyoruz ve her geçen maç daha çok haddimizi biliyoruz. Anadolu Efes ve Beşiktaş'ı kısaca geçip esas olarak Fenerbahçe Ülker hakkında yazmak istiyorum. Öyle bir performans sergiliyorlar ki sayfalarca yazsak yetmez. Efsane olma yolunda çok büyük adımlar attılar.



Beşiktaş ilk defa oynadığı ligte, koç dahil tamamiyle toplama olan oyuncularıyla, ellerinden gelenin en iyisini sahaya yansıtıyor. İlk turda rakiplerinin da dişine göre olması nedeniyle çok güzel maçlar oynayıp çok güzle galibiyetler almışlardı. Ama bu turda işler daha zor. yine de Ezilmeden, fark yemeden, 100 yemeden yollarına devam ediyorlar. İnşallah bu turu da güzel galibiyetlerle kapatırlar.

Anadolu Efes ikinci hafta sonuna Türk takımlarının 6 maçtaki tek galibiyeti olan Panathinaikos maçını rahat kazandı. Derli toplu oynadığımız maç ilerleyen haftalar için umut verse de, rakibin Diamanditis'siz oynadığını unutmamak lazım. Nasıl ki Fenerbahçe Ülker gibi bir takımı oynatacak oyun kurucu olmadığı için kaliteli kadro sıradanlaşıyor, zaten kadrosu çok iyi olmayan Pao da Diamanditis olmayınca maça ortak olamadı. Ukic Fenerbahçe'deki birinci adam koltuğuna oturamadığı için, gerekli katkıyı veremiyor. Yine de kopmuş maçın sonunda skoru makul seviyelere çekebilecek kadar disiplinli ve gelenek sahibi bir takım olduklarının mesajını çok net bir şekilde ortaya koydular.

Gelelim esas gururumuza. Reklamın iyisi kötüsü olmazmış. Euroligte 99 sayı ortalaması tutturarak tarihe geçtiğimize göre bununla gurur duymamamız için hiç bir sebep yok. Sonuçta herkes Fenerbahçe Ülker'i konuşuyor. Zaten Pianigiani gelirken ve paralar su gibi akıtılırken de amaç bu değil miydi? Tüm Avrupa'nın konuşacağı bir takım yaratmak. Barcelona 100 sayı, Siena İstanbul'da hem de 98 sayı. Hem de hangi Siena? Kemal Dinçer'in sezon başında "rakiplerimizin can damarlarını alarak sezon başlamadan devre dışı bıraktık" dediği Siena..3 oyuncuyu sabit bırakıp koç dahil takımı baştan aşağıya hem de Fenerbahçe Ülker'in bütçesinin çok aşağısında rakamlarla kuran Siena.. Demek ki neymiş?  Rakibi devre dışı bırakmak için koçunu oyuncularını değil, işi bilen yöneticilerini takımlarından koparmak lazımmış. Basketbol kültürlerini onlardan sökmek lazımmış. Taraflı tarafsız herkes şikayetçi. Sadece Fenerbahçelilere değil, ülke basketboluna, basketbolun bizzat kendine yapılıyor bu zulüm. Cantu maçındaki 24 sayılık razalet, reboundlarda sonuncu olma, asistlerde sonunca olma, gruptan çıkma finalini son maçta Cantu ile oynamak. Bunların hepsi çok açık net işaretlerdi. Nasıl görülmez, nasıl yorumlanmaz bu işaretler? Nasıl önlem alınmaz? Bir türkü tutturulmuş "koça güveniyoruz takım iyi yolda" Euroligte 99 sayı ortalaması tutturulmuş. Fatmagül'ün yolu bu yol yanında otoban kalır. Koç diyor ki "skorlu maçlar zevkli olur". Skorlu maç zevkli olmaz bir, bunu en iyi bilen kişi kendisi.  Siena neden yıllardır Avrupa'nın en kısır maçlarını oynadı madem öyle? İkincisi skorlu maçlar sen daha fazla sayı atarsan zevkli olur zevkli olursa. Avrupa basketbolunu farklı yapan savunmalardır, mücadeledir, tek bir sayı az yemek için akla hayale gelmeyen taktikler üretmektir. Avrupa basketbolu, 1 sayı öndeysen son hücumu rakibe bırakıp savunma ile maç kazanmaya çalışanların arenasıdır. Her maç 100 sayı yiyip utanmadan "sayı iyi olur hacı" diyenlerin işi yoktur burda, olmamalıdır. Bu gerçeği milyonlar görüyorken artık takım elbiseli amcalarında görebilmesi lazım. Buna dur denmezse, çok daha yeni rekorlar Fenerbahçe Ülker'i bekliyor. Başarının sınırı vardır belki ama dibin sınırı yok. Daha fazla zorlamamak lazım.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder